Kurtuluş Savaşında Denizli | Kurtuluş Savaşı Tarihi |
Kurtuluş Savaşında Denizli Anadolu’daki direniş hareketi gün geçtikçe güçleniyordu.
Halkı teşkilâtlandırmak için kurulan İzmir Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyeti’nin yapılmasını kararlaştırdığı Kongre’ye Balıkesir, Aydın ve Denizli livalarından da delegeler gönderilmesi istendi.
22 Mart 1919’da toplanan kongreye Denizli’den şu delegeler gönderildi: Müftü Ahmed Hulusi Efendi, Belediye Reisi Hacı Tevfik Bey, Tavaslızade Mustafa Bey, Küçükağazade Ali Bey, Cillovzade Ali Bey, Belevlizade Yusuf Bey (Merkez llçe’den), Müftü Cennetzade Tahir Efendi, Belediye Reisi Hacı İsmail Bey, Abdullah Efendi, Mehmed Kemalettin Efendi (Tavas’tan), Müftü Ahmed Şükrü Efendi,Belediye Reisi Halil Bey, Müderris İsmail Efendi,(Sarayköy’den), Müftü Ahmed izzet Efendi (Çal’dan), Müftü Mehmed Efendi, Hacı Molla Necip Efendi, Hacı Ahmed Efendi (Buldan’dan).
Kongre Balıkesir, Aydın ve Denizli’de de Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i ilhak cemiyetleri kurulmasını kararlaştırdı.
İzmir’in İşgal Haberi
Denizli ve çevresinde Kuva-yı Milliye’nin teşkilâtlanmasına önderlik eden Müftü Ahmed Hulusi Efendi dönüşünde Denizli Sancağı kazalarından Acıpayam, Buldan, Sarayköy, Tavas, Çal’da özellikle müftüler ve müderrislerle eşrafın önderlik ettiği kurallar meydana getirdi.
15 Mayıs 1919 sabahı İzmir’in işgal haberini alan mutasarrıf Faik Bey ve arkadaşları bir miting düzenlediler.
Şehrin çeşitli yerlerinde toplanan Denizlililer, Belediye’nin önüne geldiler.
Yerli Ermeni ve Rumlardan bazıları da mitinge katılmışlardı. Kürsüye çıkan Müftü Ahmed Hulusi Efendi şu konuşmayı yaptı:
Dine ve Devlete İhanet
“Saygıdeğer Denizlililer… Bugün sabahın erken saatlerinde İzmir Yunanlılarca işgal edilmiştir.
Bu saldırıya karşı kayıtsız kalmak, dine ve devlete ihanettir.
Cihad, tam anlamıyla bir dinsel görev olarak karşımızdadır.
Hemşehrilerim, karşımıza çıkarılan Yunan’a biz yenilmedik.
Onlar öbür düşmanlarımızın aracıdır.
Yunanlıların bir Türk ilini ellerine geçirmelerinin ne anlama geldiğini, İzmir’de şu birkaç saat içinde meydana gelen cinayetler gösteriyor.
Silâhımız olmayabilir, topsuz-tüfeksiz, sapan taşları ile de düşmanın karşısına çıkacağız… Bu, kesin olarak kutsal bir cihaddır.
Sizlere vatanımızı düşmana teslim etmekten başka çare olmadığını söyleyenler, düşmanın tutsağı olanlardır.
Onlar istek ve kararlarına sahip değildirler.
Bu durumda olanların buyruk ve fetvaları aklen ve şer’an caiz, kabul edilebilir ve geçerli değildir.
Meşru olan, özellikle, vatan savunması ve bağımsızlık uğruna savaştır.
Korkmayınız. Üzülmeyiniz.
Bu Tanrı Sancağı altında toplanınız ve savaşa hazırlanınız.
Müftünüz olarak, Kutsal Savaş Fetvası’nı veriyor ve sizlere duyuruyorum.”
İzmir işgalinden sonra, Yunanlıların ileri harekatını sürdürmesi üzerine, Denizlililer siyasal ve askeri teşkilâtlanma hazırlıklarını hızlandırdılar.
Sonunda, 29 Mayıs 1919’da Müftü Ahmed Hulusi Efendi’nin başkanlığında, Denizli Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i ilhak Cemiyeti kuruldu.
Yönetim Kurulu şu kişilerden meydana getirildi; Belevli Yusuf Bey,Müftüzade Kâzım Efendi, Mustafa Efendi, Emin Bey, Tavaslızade Mustafa Efendi, Ali Efendi, Dr. Kâzım Bey, Şükrü Bey ve Karahacızade Ahmet Ağa.
Polis Komiseri Hamdi Bey de kurulmaya başlanan Kuva-yı Milliye çetesini yönetmeyi üstlendi.
Bir süre sonra Denizli Direniş Teşkilâtı,.
Heyet-i Milliye adını aldı.
Bu arada ilerlemeyi sürdüren Yunanlılar 3 Haziranda Nazilli’ye girdiler.
Bu durum karşısında harekete geçen Denizli Heyet-i Milliyesi Sarayköy önlerinde ve Menderes Irmağı gerisinde bircephe meydana getirmeyi kararlaştırdı.
8 Haziran’da Binbaşı İsmail Hakkı Bey, iki sahra topunu da yanına alarak Sarayköy’e gitti.
10 Haziran günü de Denizli Heyet-i Milliyesi bir bildiri yayınlayarak halkı direnişe çağırdı.
Komiser Hamdi Bey önderliğindeki bir keşif kolu, Nazilli’ye doğru harekete geçmişti ki, Yunanlıların 20 Haziranda Nazilli’yi boşalttıkları haberi geldi.
Bunun üzerine, önce bölgede bulunan Aydın Kuva-yı Milliye’sinden Yörük Ali Efe çetesi, ardından da Komiser Hamdi Bey’in birliği Nazilli’ye girdi.
Bunu, trenle gelen İsmail Hakkı Bey komutasındaki Milli Menderes Müfrezesi izledi.
22 Haziran 1920’de karşı saldırıya geçen Yunan kuvvetleri 30 Haziranda Nazilli’ye girdiler.
Kuva-yı Milliye birlikleri Sarayköy’e çekilmek zorunda kaldı.
Yunanlılar 5 Temmuzda Buldan’ı aldılar.
Menderes Irmağı’nın sağ yakasına kadar gelen Yunanlılar burada durdular.
1921 başlarında ilk işgal birkaç gün içinde kırılmışken, İkincisi 30 Ağustos 1922’deki Büyük Taarruz’a kadar sürdü.
Yeniden harekete geçen Yunanlılar, Çivril’i iki kez ele geçirdiler.
5 Temmuz 1920’den başlayarak işgal altına giren Buldan ise, ancak 4 Eylül 1922’de kurtarıldı.