Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Kurtuluş Savaşında Gaziantep,Önemi,Savunması

Kurtuluş Savaşında Gaziantep,Kilis’in işgalinden sonra, İngiliz birlikleri bu defa Antep’e yöneldiler ve 17 Aralıkta şehre girdiler.

İşgal birlikleri, bir süvari tugayı müfrezesinden meydana geliyordu. 23 Ocak 1919’da Antep Hükümet Konağı İngiliz askerlerince işgal edildi.

Kurtuluş Savaşında Gaziantep’in Önemi

Şehrin ileri gelenleri ve aydınları çeşitli bahanelerle Halep ve Mısır’a sürüldüler, ingilizlerin bir oldu bittiyle başlattıkları ve yaklaşık bir yıl süren Antep işgali, Fransızların büyük tepkisine yol açtı.

Fransız Hükümeti, meseleyi görüşmeler yoluyla çözmeye çalıştı ve Eylül 1919’da yapılan bir antlaşmayla da Musul üzerindeki “nezaret hakkı”ndan vazgeçti.

Antlaşmanın ardındanda, İngilizler önce Suriye’yi, daha sonra da Antep, Urfa ve Maraş’ı boşalttılar.

Yine antlaşma gereğince Fransızlar 29 Ekim 1919’da Kilis’i, 5 Kasım 1919’da da Antep’i işgal ettiler.

Antepliler, Fransız işgaline karşı harekete geçtiler.

İşgalin hemen sonrasında büyük bir miting düzenlendi ve Fransız işgal komutanına, mitingte ortaya atılan düşünceler doğrultusunda bir protesto mektubu gönderildi.

Fransızların baskıları doğal olarak, direniş teşkilâtlanmasının hızlanmasına yol açtı.

Antep adına Kara Vasıf Bey’in katıldığı Sivas Kongresi’nden sonra, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Antep Şubesi adını alan Cemiyet-i İslamiye teşkilâtı, Kuva-yı Milliye teşkilâtı kurmak için çalışmalara başladı.

Teşkilâtın askeri yapısını kurma görevini, Kilisli Yusuf Rıza Bey (Arslan Bey) ile Yüzbaşı Kâmil (Polat) Bey üstlendiler.

Bu çalışmaların sonucu olarak 1920 Ocak ayının ilk günlerinde silâhlar patlamaya başladı.

12 Ocakta Sakçagözü’ne gitmek için Antep’ten yola çıkan iki Fransız bölüğü, Araptar Köyü yakınlarında, silâhlı köylülerin baskınına uğradı.

Bu baskından, Fransız askerlerinin çok azı kurtulabildi.

20 Ocakta Karabıyıklı’da bir süvari takımı ile piyadelerden meydana gelen Fransız birliği, Karayılan adıyla bilinen bir köylü önderinin saldırısına uğradı.

Baskın o kadar çabuk bir biçimde gerçekleştirildi ki, Fransızlar tek bir silâh bile atamadan dağıldılar.

50 dolayında Fransız askeri esir alındı.

Bu çatışmalar, Maraş yolunu Fransızlara kapattı.

Antep-Maraş ikmal yolunun kesilmesi, Maraş’taki Fransız işgal birliklerinin gücünü büyük ölçüde kırdı.

Nitekim, bir ay kadar süren yoğun çarpışmalardan sonra, Fransızlar Maraş’ı boşaltmak zorunda kaldılar.

Bu arada Kilis yakınlarında, Çapalı Köyü’nde karargâh kuran Kilis Kuva-yı Milliye Komutanı Şahin Bey karayolu üzerindeki Kızılburun tepeleri, Kertil sırtları ile Elmalı-Bostancık sırtlarını tuttu.

Buralarda siperler kazdıran Şahin Bey, her üç savunma noktasına da silâhlı müfrezeler yerleştirdi.

Mart 1920’nin son günlerine kadar hiçbir Fransız birliği Kilis-Antep yolunu aşamadı.

Kurtuluş Savaşında Gaziantep Savunması

Duruma iyiden iyiye egemen olan Antep Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, 28 Şubatta Fransız Komutanı’na verdiği notada, şehirde güvenliğin korunması için şu şartları öne sürdü:

1-Antep’teki Ermeni askerlerinin geri gönderilmesi.

2-Yerel Türk yönetimine müdahale edilmeyeceğine ilişkin güvence verilmesi.

3-Antep’e yeni bir birlik getirilmemesi.

4-Güvenliğin korunması için, şehre iki Türk taburunun getirilmesi.

Şahin Bey Çeteleri

Bunun üzerine harekete geçen Fransızlar, 26 Mart sabahı Antep yolundaki ilk savunma noktası olan Kızılburun’a saldırdılar.

Topçu ve makineli tüfek desteğinde yürütülen saldırı, Şahin Bey çetelerini geriletti.

ileri harekâtını sürdüren Fransızlar, Kertil sırtlarındaki ve Elmalı-Bostancık hattındaki mevzileri ele geçirdiler.

Fransız saldırısı 28 Mart sabahı yeniden başladı.

Direnen Şahin Bey çeteleri Fransızların Antep’e girmesini ancak birkaç saat daha engelleyebildi.

Fransız birlikleri fazlaca kayıp vermeden 28 Mart 1920 akşamı Antep’e girdiler.

Ancak Antepliler, savaşı şehir içindede surdürdüler.

Şehir boydan boya ikiye bölündü.

Antep’i kuzeyden güneye ikiye ayıran Maarif Caddesi’nin doğusunu Türkler, batısını ise Fransızlar ve ayrılıkçı Ermeniler tutmuştu.

Ayrım çizgisi Kendirli Kilisesi’ne giden caddeyle de sürüyor, bu caddenin kuzeyindeki Çınarlı semti Türklerde güneydeki bölge ise Fransızların elindeydi.

Müdafaa-i Hukuk Cemiyetf Heyet-i Merkeziyesi, savaşın yönetimini eline aldı.

Çatışmalar 2 ve 3 Nisan günlerinde bütün şiddetiyle sürdü.

Savaşın birinci haftası dolarken, Fransız İşgal Komutanı bir durum değerlendirmesi yaparak acele yardım isteğinde bulundu.

Fransızların direnme gücü tükenmek üzereydi.

Fransız Garnizonunun Teslim Olması

Antep’te çatışma bütün şiddetiyle sürüp giderken, Urfa’da Ocak 1920’de başlayan direniş,’

11 Nisanda Fransız garnizonunun teslim olmasıyla sonuçlanmıştı.

Yardıma gelen Fransız kuvvetleri, Urfa’da yapacak bir şeyin olmadığını görünce Antep üzerine yürüdüler.

Şehri kuşatan birlikler Antep’e giremedi.

26 Nisan günkü Fransız saldırısının sonuçsuz kalmasıyla Antep’teki Fransız askerleri dar bir alana sıkıştırılmış oldu.

Şehir içindeki çatışmalar yeniden şiddetlendi.

Mayısın ilk günlerinde, Fransızlar yeniden yardım istediler.

Kilis’ten gönderilen ikmal kollarından ilki geri püskürtüldü, İkincisi ise büyük kayıp vererek Antep’e girebildi.

Bu şartlar, Fransa’yı Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’ne ateşkeş teklif etmeye yöneltti.

Büyük Millet Meclisi ise Ankara’nın açıkça tanınması anlamına gelen ve İtilâf devletleri arasında gedik açacak olan bu isteği olumlu buldu.

30 Mayıs 18 Haziran 1920 arasını ihitiva etmek üzere, Fransızlarla birateşkes antlaşması imzalandı.

Ateşkes süresi sona erdiği halde, ne Türkler ne de Fransızlar çatışma eğilimi göstermediler.

Bu yüzden ateşkes kendiliğinden uzadı.

Fransızların antlaşmaya yanaşmaması üzerine 20 Haziran 1920’de Adana Cephesi adı altında yeni bir cephe kuruldu.

26 Temmuzda Antep’e gelerek hazırlıkları yerinde inceleyen Selahattin Adil Bey, 29 Temmuzda Antep’teki Fransız mevzilerine karşı saldırıya geçilmesini emretti.

Antep Şehir Savaşları

Böylece 29 Temmuz 1920 sabahı Antep şehir savaşları yeniden başladı.

Albay Andreas komutasındaki Fransız kuvvetleri ikinci defa Antep’i kuşattı.

11 Ağustosta Antep Müdafaa-i Hukuk yöneticilerine bir nota göndererek şehrin iki saat içinde teslim edilmesini, bu yapılmazsa taş taş üstünde koymayacağını bildirdi.

Anteplilerin bu notayı geri çevirmesi üzerine de, şehir aralıksız top ateşine tutuldu.

12 Ağustosta Fransız komutanı ikinci bir ültimatom göndererek şehrin teslim edilmesini istedi.

Antepliler bu isteğe ılımlı bir cevap vererek Fransızları oyalamayı ve bu arada hazırlık yapmayı tercih ettiler.

15 Ağustosta yeni bir ültimatom daha geldi. Bunu, ayrılıkçı Ermenilerin ültimatomu izledi.

Bu ültimatomda, şehir akşama kadar Fransızlara teslim edilmezse, o güne kadar çatışmalara açıkça katılmamış olan ayrılıkçı Ermenilerin de Fransızlarla birlikte Türklere karşı savaşacakları belirtiliyordu.

Ancak, Antepliler her ne pahasına olursa olsun direnişin sürdürülmesinden yanaydı.

Fransızlara da bu doğrultuda bir cevap verildi.

Bu arada Bedirköy’de toplanan Kuva-yı Milliye güçlerie, 18 Ağustos gecesi bir yarma harekâtı düzenleyerek Antep’e girmeyi kararlaştırdılar.

Harekât, belirlenen gün ve saatte başladı.

Önden ve arkadan sıkıştırılan Cünüt’teki Fransız birlikleri yenildi.

Kuşatmayı bu noktadan yaran 40-50 kişilik bir Kuva-yı Milliye müfrezesi Antep’e girdi.

Ertesi sabah da Hacıbaba, Çıksorut ve Kuşçu Dağı mevzileri ele geçirildi.

20 Kasım 1920’de, General Goubot komutasındaki 4 Fransız Tümeni Kilis yoluyla Antep’e geldi ve şehri çepeçevre sararak dışarıyla olan bütün bağlantısını kesti.

Şehir Fransızlara Teslim Oldu

Son kuşatmanın ikinci ayı dolarken, Antep’in artık direnecek gücü kalmamıştı.

6 Şubat gecesi bir şifreli telgraf gönderen 2. Kolordu Komutanı şehrin hemen o gece boşaltılmasını istedi ve General Goubot’nun Antep’e yetişmek üzere olduğunu bildirdi.

Bunun üzerine, sabaha karşı Yıldırım Taburu öncülüğünde, Antep’in hemen bütün Kuva-yı Milliyesi Salevat Tepesi’ne saldırdı ve açılan gedikten, kısa sürede şehir dışına çıkıldı.

Bu harekât sırasında şehirde kalan Özdemir Bey ve bazı Müdafaa-i Hukuk yöneticileri ise 7 Şubat gecesi gizlice şehri terkettiler.

Yapacak başka şeyi olmayan Antep şehri de, 9 Şubat günü Fransızlara teslim oldu.

Antep Kuva-yı Milliye Komutanlığı’nın bir yarma harekâtıyla şehri boşaltmayı kararlaştırdığı gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi de, yalnızca kendi gücüne dayanarak Fransız işgaline 10 ay boyunca geçit vermeyen Ayıntab şehrinin onurlandırılmasını oy birliğiyle kabul etti.

Meclis’in 6 Şubat 1921 tarihli 147. oturumunda kabul edilen 93 sayılı yasayla Antep’e gazilik ünvanı verildi.

Teslim olma şartlarını belirleyen antlaşmanın imzalanmasından sonra, Fransız birlikleri 10 Şubat 1921’de Antep’e girdiler.

Yunanlıların Sakarya yenilgisinden sonra Fransız temsilcisi Franklin Bouillon’un özel çabalarıyla 20 Ekim 1921’de Ankara’da bir antlaşma imzalandı.

Antlaşmaya göre, Fransızlar 25 Aralık 1921’de Antep’i boşalttılar.

Maraş’ta bulunan 59. Türk Alayı da aynı gün Antep’e girdi.

Böylece, Antep yaklaşık üç yıl süren işgalden kurtulmuş oldu.

Bir yanıt yazın