Kurtuluş Savaşında Hakkari,Nasturi Ayaklanması

Kurtuluş Savaşında Hakkari,İngiltere mütarekenin imzalanmasından bir hafta kadar sonra, 8 Kasım 1918’de, daha önce Fransa’ya verilmesi kararlaştırılan Musul’u işgal etti.

26 Kasımda da, o sırada Hakkâri Sancağı’na bağlı olan imadiye ve Zaho kasabalarına girdi.

İngiliz Hükümeti, aralarındaki Sykes-Picot Antlaşması’na karşılık zengin petrol yatakları olan Musul’u Fransa’ya bırakmak istemiyor, burada dolaylı bir yönetim, bir manda yönetimi kurmak istiyordu.

Nasturi Ayaklanması 12-28 eylül 1924

İngiltere, Musul’a biryandan yeni yeni askerî birlikler yığarken, bir yandan da Hemedan’dan Irak’ın kuzeyine gönderdiği Nasturî aşiretlerini Türklere karşı kışkırtıyordu.

işgale karşı başlayan direnişlerin bastırılmasında kurduğu Nasturî taburunu da kullanan Ingiltere, bu hizmetlere karşılık, Nasturîlere Hakkâri bölgesinde özerk yönetim sağlamaya söz veriyordu.

İngiltere, bu çok yönlü politikalarla bölgede oldukça elverişli bir yer edinmişti.

O sıralarda Irak’ta bulunan Ali İhsan Sabis Paşa komutasındaki 6. Ordu da mütareke şartlarına uyarak bölgeden çekilince, Musul bölgesinde ingilizlerin karşısına çıkacak önemli bir güç kalmamıştı.

Bu arada, bazı kazaları işgal edilen ve özerk bir Nasturî yönetimi vaadine konu olan Hakkâri de büyük bir tehditle karşı karşıyaydı.

Zap Vadi-si’ne yerleşen Nasturîler, ingilizlerin de yardımıyla Hakkâri köylerine baskınlar düzenliyor,bölge halkını göçe zorluyorlardı.

Revandiz Harekatı

Irak’ta Ingiliz baskılarının iyice arttığı bir dönemde, bölgenin dinî başkanlarından Uceymi Sadun Paşa, 5 Haziran 1920’de Mardin’e geldi ve şehrin ileri gelenleriyle yaptığı görüşmelerde, Irak’ta İngiliz yönetimine karşı düzenlenecek bir ayaklanmanın kısa sürede başarıya ulaşacağını, bu amaçla bölgeye silâh ve asker yardımı yapılmasını istedi.

Irak’ın Süleymaniye, Revandiz, Kerkük ve Akra bölgelerinde yaşayan Türkler İngiliz yönetiminden memnun değildi.

İngiliz işgal yönetimi, bölgede denetimini sürdürebilmek için bölücü bir politika izliyor, Araplara kimi ayrıcalıklar tanınırken, bölge halkına yoğun baskı yapıyordu.

Nitekim, tam da o sıralarda Revandiz’de bir ayaklanma olmuş, yenilgiye uğrayan İngilizler bölgeyi boşaltmak zorunda kalmışlardı.

Bu gelişmeler üzerine, Ankara Hükûmeti’nin Güney Anadolu’da kurduğu, Elcezire Cephesi Komutanlığı, 1920 sonlarında Revandiz’e bir piyade birliği gönderdi.

Bir süre sonra da, Binbaşı Şevki Bey adında bir Kuva-yı Milliyeci, Süleymaniye ve Dolayları Mıntıka Komutanlığı’na tayin edildi.

İngilizler ise, işgali kırmaya yönelik bu çabayı yok etmek için harekete geçtiler.

Revandiz’i yeniden ele geçirmek amacıyla Ocak 1921’de bölgedekiıSürücü Aşireti’ne saldırdılarsa da, çok sayıda kayıp vererek çekilmek zorunda kaldılar.

Buyenilgi İngilizlerin bölgeye ait politikalarını değiştirmeleriyle sonuçlandı ve daha önce Hindistan’a sürdükleri Şeyh Mahmud adında bir Kürt beyini Süleymaniye’ye getirterek, ona burada dolaylı bir yönetim kurdurmak istediler.

Böylece, Irak’ta üçlü bir yapı ortaya çıktı.

Bir yandan İngilizlerin işgali sürüyor, öte yandan Süleymaniye’de ve Irak’ın geri kalan bölümlerinde ayrı yönetimler bulunuyordu.

Bütün bunlara karşılık ingilizler, Revandiz bölgesinde üstünlüklerini kabul ettirmeyi başaramadılar.

Ankara Hükümeti ise 1922 başlarında Revandiz’deki üssü desteklemeyi kararlaştırdı ve Antep’te Kuva-yı Milliye komutanlığı yapmış olan Özdemir Bey’i Şubat 1922’de Hakkâri üzerinden Revandiz’e gönderdi.

Özdemir Bey, bölgede düzenlediği harekât sırasında oldukça etkili oldu.

İngilizlerin birçok saldırısını sonuçsuz bıraktı.

Bu arada, 31 Ağustos 1922’de Derbent’te güçlü bir İngiliz birliğini ağır yenilgiye uğrattı.

İngilizlerin Lozan görüşmelerinin başladığı günlerde, Musul meselesine askeri bir çözüm bulmak amacıyla, yeni ve güçlü bir saldırı daha düzenlediler.

Revandiz’in Hakkâri ve Şemdinli ile bağını kesme amacıyla yapılan bu saldırı, yoğun bir direnişle karşılaştı.

Çatışmalar aylarca sürdü. Ancak, saldırıya katılan İngiliz birliklerinin sayıca çok üstün oiması ve bazı aşiretlerin İngilizlerle anlaşma yoluna gitmeleri Özdemir Bey komutasındaki Revandiz Müfrezesi’ni çekilmek zorunda bıraktı.

Müfreze 29 Nisan 1923’te İran sınırını geçerek Uşnu Kasabasina sığındı.

Nasturi Ayaklanması

1923 sonrasında,İngiltere işgal altında tuttuğu Musul’u yasal olarak da elde edebilmek için diplomatik görüşmelere olanca ağırlığını koyarken, işgali altındaki toprakları daha da genişletmek ve Hakkâri bölgesini dolaylı olarak elde edebilmek için birtakım kışkırtmalara ve askeri hazırlıklara girişti.

Ingiliz Hükümeti, bu amaçla daha

önce Irak’ın kuzeyine yerleştirdiği Nasturiler arasında yoğun bir propagandaya girişti ve onları askeri bir harekâta zorladı.

Bu kışkırtmalar sonucunda, Hakkâri Valisi Halit Rıfat Bey, 7 Ağustos 1924’te, keşif için geldiği Hangediği’nde Nuhup Nasturî Aşireti Reisi Gülyano’nun saldırısına uğradı ve esiroldu.

Aynı saldırıda il jandarma komutanı Binbaşı Hüseyin Bey’le üç jandarma eri de öldürüldü.

Bu olay, Ankara Hükümeti’nin büyük tepkisine yol açtı.

Bu tepki öyle büyük oldu ki Aşağı Tayyare Nasturileri Reisi Hoşabe valiyi serbest bıraktırdığı halde, T.C. Hükümeti, Nasturilere karşı güç kullanılmasını kararlaştırdı.

Bu kararı uygulama görevi, Cevat (Çobanlı) Paşa komutasındaki 3. Ordu’ya bağlı 7. Kolordu’nun komutanı Cafer Tayyar (Eğilmez) Paşa’ya verildi.

Cafer Tayyar Paşa, Van vali vekili güneydoğu sınır komiseri ve 8. Aşiret Fırka Komutanı Albay Süleyman Sabri Bey’in de desteğiyle, Nasturi yerleşme bölgelerine doğru harekete geçti ve 12-28 Eylül arasında Nasturileri i yeniden Hakkâri dışına çekilmeye zorladı.

Cafer Tayyar Paşa’nın daha da ileri giderek Musul’da harekât düzenleme teklifi ise, Mustafa Kemal’ce olumsuz karşılandı ve harekât, Hakkâri sınırında durduruldu.

Bir cevap yazın