Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Kurtuluş Savaşında Sivas,Şeyh Recep Olayı

Kurtuluş Savaşında Sivas 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi günlerinde III. Ordu’ya bağlı 3. Kolordu’nun merkezi idi. Kolordunun iki tümeni vardı.

Bunlardan 5. Kafkas Tümeni Amasya’da, 15. Tümen de Samsun’da bulunuyordu.

Ermenilerin üzerinde bağımsız bir devlet-kurmaya çalıştıkları toprak parçası Sivas’ı da içine alıyordu.

Ermenilerin Vilayat-ı Sitte (Altı Vilayet: Van, Erzurum, Sivas, Mamuretülaziz, Bitlis, Diyarbekir) olarak bilinen bölgeye ait planlarını, Osmanlı Devleti’ni paylaşmaya hazırlanan İtilâf devletleri de destekliyordu.

Nitekim, Mondros Mütareke Antlaşması’nın 24. maddesi, İtilâf devletlerine, Villâyat-ı Sitte sınırları içinde çıkabilecek bir karışıklığa müdahale etme hakkını tanıyordu.

Kimi Rum ve Ermeni çeteleri de, büyük devletlere müdahale ortamını hazırlamak için yoğun bir çabaya girişmişlerdi.

Özellikle Hafik, Şarkışla ve Aziziye kazalarında, silâhlı Rum ve Ermeni çeteleri sık sık köy baskınları düzenliyor.

Müslüman halkı yıldırmaya çalışıyorlardı, itilâf devletlerinin böylece dikkatini çekmeye çalışan Ermeniler, bunda başarılı da oluyorlardı: Sivas Vali Vekili Kadı Hasbi Efendi, Mayıs 1919 sonlarında,Adana’da bulunan Fransız işgal komutanı Albay Demange’dan bir telgraf almış ve “İzmir’e Yunanlıların girişi üzerine Aziziye’de Hıristiyanların ölümle korkutulduğu öğrenilmiştir. Size haber veriyorum ki, bu durumlar müttefik askerlerinin vilayetinize girmesine sebep olur” yıldırısıyla karşılaşmıştı.

Aynı günlerde, Ingiiiz Yüksek Komiserliği de Babıali’ye bir nota vererek “Sivas’ın bugünkü durumu ve adı geçen şehirde ya da bu şehrin yakınında çok sayıda toplanmakta bulunan Ermeni mültecilerin güvenliğine ilişkin kaygı verici haberler” aldığını bildirmiş ve Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa’nın bu durumu kesinlikle önlemesini istemişti.

Bu yapılmazsa, “sonuçtan kendisi sorumlu tutulacaktı.”

Yunanlıların 15 Mayıs 1919’da İzmir’de giriştikleri işgalin ve Ordu Müfettişi olarak Anadolu’ya gönderilen Mustafa Kemal’in yaptığı girişimlerin yeni bazı siyasi olayların habercisi olduğu hemen herkezce seziliyordu.

21 Haziran 1919’da Amasya’da, Mustafa Kemal’in önderliğinde yapılan bir toplantı dikkatleri Sivas’ın üzerine çekti: Hüseyin Rauf (Orbay) Bey, Ali Fuad Paşa ve Refet (Bele) Bey’in de katıldığı toplantıdan sonra alınan ve Amasya Tamimi adı verilen kararlarda, en kışa zamanda Sivas’ta milli kongre toplanması öngörülüyordu.

Milli bir kongrenin toplantı yeri olarak Sivas’ın seçilmesinin temel sebebi “her türlü etki ve denetimden uzak olmak” kaygısı idi.

Sivas’ın çevresi az sayıda geçit veren yüksek dağlarla kaplıydı.

Bu geçitler,sınırlı bir güçle tutulmaları durumunda bile, Sivas’ın işgaline önemli birer engel teşkil ediyordu.

En büyük tehlike kuzeyden Samsun’dan yapılacak bir harekatın ki bu yolu da 3. Kolordu’nun iki tümeni tutuyordu.

Sivas’ın seçilmesinin bir başka sebebi de, bölgenin Mustafa Kemal’in ve Kâzım (Karabekir) Paşa’nın denetim alanı içinde yeralmasıydı.

Ali Galip Olayı

Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktıktan sonra başlattığı ve Haziran 1919’da giderek yoğunlaştırdığı girişimler, İstanbul’daki Damad Ferit Paşa Hükümeti’ni oldukça rahatsız etti.

Nitekim, Amasya kararlarının hemen ertesinde 23 Haziran 1919’da Meclis-i Vükelâ toplantısında, Mustafa Kemal’in görevden alınması kararlaştırıldı.

İstanbul Hükûmeti’nin Mustafa Kemal’in girişimlerini etkisizleştirmeye yönelik bir başka uygulaması da, Damad Ferit’e bağlılığıyla bilinen Ali Galip Bey’i,oldukça geniş yetkilerle Mamuretülaziz Valiliği’ne tayin etmek oldu.

Ali Galip’in aracılıyla Doğu Anadolu’da denetim sağlanacağı umuluyordu.

Sivas Kongresi, 4 Eylül 1919’da açıldı.

Mustafa Kemal’in açış konuşmasından sonra, kongre gündemindeki maddelerin görüşülmesine başlandı.

Şeyh Recep Olayı

Kongre günlerinde, Sivas’ta patlak veren önemli olaylardan biri de 18 Ekimde çıkan Şeyh Recep adında birinin ayaklanma girişimi idi.

Mustafa Kemal, 16 Ekimde,yeni kurulan hükümetin temsilcisi Bahriye Nazırı Salih Paşa ile görüşmek üzere Amasya’ya gitmişti.

Burada Salih Paşa’nın gelmesini bekliyordu.

Bu sıra, Amasya’ya “Sivaslı Şemseddinoğullarından Recep Kâmil, Zaralıoğlu Celâl, llyasoğlu Ahmed Kemal ve ulemadan, tüccardan, esnaftan 160 kişi’ nin imzasıyla bir telgraf ulaştı.

Bahriye Nazırı Salih Paşa ile padişah yaveri Naci Bey’e çekilen telgrafta, Mustafa Kemal Paşa’ya güvenilmediği belirtiliyor ve Salih Paşa’nın Sivas’a gelmesi isteniyordu.

Bunun üzerine, Mustafa Kemal Paşa, hemen Sivas’ta bulunan Heyet-i Temsiliye üyelerini aradı ve “böyle bir telgrafın herkesin gözü önünde nasıl çekilebildiğini” sordu.

Gerçekten de, Sivas Valisi Reşid Paşa’nın böyle bir telgraftan haberi yoktu.

Soruşturma yapılınca, Şeyh Recep’in Sivas Postanesi’ne zorla girdiği ve birçok kişinin de, telgraf metnini imzalamakla birlikte, konusundan haberdar olmadığı anlaşıldı.

Şeyh Recep ve arkadaşları kısa süre içinde tutuklandılar.

Milli Mücadele’nin ilk yıllarında, Sivas’ta bundan başka Milli Mücadele karşı bir olay olmadı.

Tersine, Güneydoğu Anadolu’daki direniş teşkilâtlanmasının merkezileştirilmesine ilişkin çalışmalar, bir Kuva-yı Milliye karargâhı durumuna gelen Sivas’tagerçekleşti.

Kılıç Ali Bey, Osman Tufan Bey, Sinan Tekelîoğlu gibi Kuva-yı Milliye yöneticileri Antep, Maraş ve Adana bölgelerindeki direniş teşkilâtlanmasının başlangıç adımlarını burada attılar.

Bir yanıt yazın