Leonardo da Vinci Kimdir,Hayatı | Ressam Biyografileri |
Leonardo da Vinci Kimdir Leonardo da Vinci,Floransa senyörlüğünün noteri olan Sen Piero’nun evlilik dışı oğlu.
1469’da Verrocchio’nun yanında heykel ve resim sanatını öğrendi.
Leonardo da Vinci Hayatı
1472’de floransalı ressamlar kütüğüne kaydedildi. 1481’in sonlarına veya 1482’nin başlarına kadar Floransa’da yaşadı.
Bu dönemde yaptığı resimlerden Tebşir (Uffizi) ve Ginevra Benci’nin Portresi, floransa estetik ve inceliğinin genç sanatçıyı ne kadar etkilemiş olduğunu gösterir.
Scopeto rahiplerinin ısmarladığı ve Milano’ya giderken bitirmeden bıraktığı Müneccim Kralların Secdesı’nde, Leonardo, devrin sanat meselelerine kendi açısından çözümler; sfumato ile sert çevre çizgileri ve plastik hacimler daha anlamlı, daha şiir dolu yeni bir gerçekçilik içinde erir, insan yüzleri daha anlamlı olmaya başlar.
Leonardo 1482’de Milano’ya, Ludovico il Moro’nun sarayına gitti; askerî mühendis, mimar, resam ve heykeltıraş olarak onun yanında çalıştı.
Dük, şölenleri düzenleme görevini de Leonardo’ya verdi; ayrıca, babası Francesco Sforza’nın at üstünde çok büyük (yaklaşık olarak 8 m yükseklikte) bir heykelini yapmasını istedi.
Vinci, bu heykel üstünde on altı yıldan fazla çalıştı, fakat heykelin madene dökümü hiçbir zaman gerçekleştirilmedi.
Leonardo mimarlık meselelerine de el attı ve Milano ile Pavia katedrallerinin inşaatıyla ilgili tartışmalara katıldı.
Bir yandan da resim konusundaki araştırmalarını sürdürüyordu.
Kayalıklar Bakiresi (1483) adlı eserinde,dağınık ışıkla konunun biçimini değiştirmeyi başarmıştı; bu, Leonardo’nun en çok üstünde durduğu konulardan biriydi.
1499’da Santa Maria delle Grazie’nin yemekhanesi için, en ünlü eserlerinden biri olan Son Akşam Yemeği’ni çizdi; bu tabloda, çok katı ve simetrik bir düzen içinde çok şiddetli bir heyecan havası eser.
Bütün bu çalışmaların yanı sıra Leonardo, doktrinini nazarî temeller üstüne oturtmak için yoğun bir araştırma ve öğrenme çabasındaydı.
Perspektif, anatomi ve mekanikle ilgili incelemelerinin bir bir yayınlanmasını istiyordu, fakat bu isteği bir türlü gerçekleşmedi.
Elyazmalarının yayınlanmasına kadar bütün eserleri gizli kaldı.
Yalnız Trattato della Pittura (Resim Üstüne İnceleme) adlı kitabı 1651’de yayınlanabildi.
Leonardo, Yer ve Gök’ü, Güneş’ten yayılan ışıkla hayat kazanan ve elemanlarının bitmeyen savaşıyla çalkalanan bir evren içinde birleştiren bir kozmoloji tasarlamıştı.
1499’da Milano dukalığı düştüğü zaman Leonardo bütün İtalya’ya adını duyurmuştu.
Milano’dan ayrılarak Mantova’ya gitti, orada isabella d’Este’nin portresini yaptı, sonra yeniden Floransa’ya döndü.
Buradaki hayatı, Leonardo’nun sanatında yeni bir dönemin başlangıç noktası oldu.
Bu dönemde geniş yankı uyandıran eserler verdi: Azize Anna’nın resim taslağı (Londra, Royal academy) ve ondan kısa bir süre sonra yaptığı asıl tablo (Louvre), ışık gölge oyunlarıyla sağlanmış titiz bir renk birliğini yansıtan Mona Lisa portresi ve Palazzo Vecchio’nun, Büyük Meclis salonunu süsleyen, yarım bıraktığı fresk: Anghiari Savaşı (1503-1505).
Leonardo daha sonra Bacchus’ü (Louvre), Leda yı (1504-1508) ve Louis XII tarafından ısmarlanan (1505-1512’ye doğr.) iki Mddonna’yı (bugün kayıptır) yaptı.
Bu arada mimarlık işleriyle görevlendirildi, fakat Arno nehrinin akış yönünü değiştirmek için tasarladığı . planlar başarısızlığa uğradı.
Daha sonra Milano’ya döndü ve Trivulce’nin mezarı için bir atlı anıt yaptı (1511-1512).
Milano’da, sanatçıyla birlikte çalışma fırsatını bulan öğrencileri arasında Ambrogio di Predis, Luini ve Solario sayılabilir.
Leonardo Roma’da iki yıl kaldıktan sonra Fransa’ya gitti (1515); orada daha çok krallık şatoları için mimarî araştırmaları yaptı.
Bütün sanat dallarında XV. yy. Floransa Quattrocento’sunun bütün amaçlarını tevarüs eden Leonardo, yaşadığı çağın bütün sanat araştırmalarına dâhice bir çözüm getirdi: resimde ışık-gölge oyunlarının ve büyük bir ustalıkla işlenmiş renk bütünlüğünün hâkimiyeti, heykel ve mimarîde ifade kaygısının yeni bir hamle yapması.
Desenlerinde bazen bilimsel bit kesinlik, bazen de eşi görülmedik bir hayal gücü ağır basar.
Şaşılacak kadar çeşitli konulan işleyen ve genellikle edebî eser niteliği taşıyan çok sayıdaki yazılarının büyük bir kısmı günümüze kadar gelmiştir; buna karşılık desenleri sanatçının ilgisizliği ve mirasçılarının ihmali yüzünden kaybolmuş veya hırpalanmıştır.
XVI. yy.dan itibaren Leonardo bir çeşit «sihirbaz» olarak kabul edildi; kaybolmuş veya bitmemiş bunca esere rağmen, sanatının değeri çok büyük ve kişiliği şaşılacak derecede ilgi çekicidir.