Louis Aragon Kimdir,Hayatı | Biyografi |
Louis Aragon Kimdir,(3 Ekim 1897, Paris – 24 Aralık 1982, Paris) Siyasal eylemci ve komünist şair, romancı ve deneme yazarı.
Louis Aragon Hayatı
Aragon arkadaşlarıyla birlikte Dada adlı edebiyat topluluğuna katıldı. Dadacılar, I. Dünya Savaşı’nın yarattığı umutsuzluk ortamında her türlü baskıya ve toplumsal kurala, özellikle şiirde anlama karşıydılar.
Örneğin Aragon’un bu dönemde yazdığı bir şiir, alfabedeki harflerin rasgele sıralanmasından oluşuyordu.
1919’da Philippe Soupault ve Breton ile birlikte Litterature adlı gerçeküstücü dergiyi kurdu.
Gerçeküstücülük Akımı her türlü sanat ve düşünce anlayışını kökten değiştirmeyi amaçlıyordu.
Bir köylünün Paris izlenimlerini gerçeküstücü anlayışla anlattığı le Paysan de Paris (“Parisli Köylü”) romanı 1926’da yayımlandı.
1927’de Fransız Komünist Partisi’ne giren Aragon’un sanat ve düşün yaşamında köklü değişmeler oldu.
Toplumcu gerçekçi anlayışa yönelerek gerçeküstücülerle ilişkisini kesti ve sanat ve edebiyat konularında partinin sözcülüğünü üstlendi.
Bu dönemde yazdığı romanlarında Fransız toplumunun insan tiplerini, toplumsal gerçeklerini sergilemeye ağırlık verdi.
Le Monde reel (1933-44; “Gerçek Dünya”) adıyla yayımladığı dört ciltlik roman dizisinde özellikle zenginlerin yaşama biçimi üzerinde duran Aragon, onların bencilliklerini, çürümüşlüklerini, işçilerin yaşam koşullarını ve özlemlerini dile getirdi.
Bu romanlardan ikisi Kibar Semtler (les Beaux guartiers; 1936) ve Çalardı Basel’in Çanları (les Cloches de Bâle; 1933) adıyla Türkiye’de de yayımlandı. Partinin 1939-40 dönemindeki öyküsünü anlattığı altı ciltlik roman dizisi les Communistes (1949-51; “Komünistler”) ve 1810’lar Fransa’sını konu alan la Semaine sainte (1958; “Kutsal Hafta”) gibi romanlarında toplumcu gerçekçi çizgisini sürdürdü.
II.Dünya Savaşı’nda Almanlar Fransa’yı işgal ettiğinde Aragon direniş hareketine katılmıştı.
Askere alınmasına karşın, şiirleri direniş gazetelerinde takma adla yayımlanıyordu.
Özgürlük temasını işlediği ve çoğu şarkı ya da marş olarak bestelenen şiirleri dilden dile dolaşarak yaygınlaşıyor, direniş önderlerinden General De Gaulle, Cezayir radyosundan Aragon’un şiirini okuyarak halkı direnişe katılmaya çağırıyordu.
1928’de tanıştığı ve 1939’da evlendiği Rus kökenli Elsa Triolet için yazdığı aşk şiirleri Aragon’un şair olarak ünlenmesinde büyük rol oynadı.
Bu şiirlerde ana dilini ustalıkla kullanıyor, yeni imgelerle büyüleyici bir hava yaratıyordu.
Aragon, geleneksel Fransız şiirinin yanı sıra doğu şiirinden, özellikle de Arap ve İran şiirlerinden esinlendi.
Doğu şiirindeki gizem ve tanrısal güçleri yüceltme, Aragon’un şiirinde Elsa’yı, Elsa’nın aracılığıyla da kadını yüceltmeye dönüşüyordu.
Türkiye’de Elsa’ya Şiirler (Elsa; 1959), Elsa’nın Mecnunu (le Fou d’Elsa; 1963) ve Mutlu Aşk Yoktur (1988) adlarıyla yayımlanan bu şiirlerde Aragon aşk, özgürlük, mutluluk temalarını işliyordu.
1953-72 arasında Les Lettres Françaises dergisinin yayın yönetmenliğini yapan Aragon, makale ve denemelerinde Fransız ve Sovyet edebiyatını inceledi.
Elsa’nın 1974’te ölümünden sonra evine çekilen şair, bütün çabasını şiirlerini gözden geçirmeye harcadı. 1982’de Paris’te öldü.
Aragon’un diğer yapıtları arasında Feu de joie (1920; “Sevinç Ateşi”), le Mouvement perpetuel (1925; “Sonsuz Hareket”), la Crive-coeur (1941; “Büyük Acı”), les Yeux d’Elsa (1942; “Elsa’nın Gözleri”), la Diane française (1945; “Fransız Diana’sı”), II ne m’est Paris que d’Elsa (1964; “Elsa’sız Paris Benim İçin Bir Hiçtir”) gibi şiir kitapları ile la Mise a mort (1965; “Ölüme Gönderme”) ve Blanche ou l’Oubli (1967; “Blanche ya da Unutuş”) gibi romanları sayılabilir.