Masonluk Nedir,Masonluk Teşkilatı,Türkiye’de Masonluk
Masonluk, Ortaçağda İngiltere yapı işçilerinin loncalarından geliştiği için, bu loncaların geleneklerini, sembollerini ve adını benimsedi.
Masonluğun ilk ortaya çıkışı
Masonluğun son iki yüz yıllık tarihi kesin olarak bilinir. Daha öncesi hakkında bilgiler azdır.
Bunun sebebi, bütün kapalı dernek ve kuruluşlarda (Ahilik. Esnaf loncaları v.b) sembol ve geleneklerin yazılı olmaması adetidir İngiltere’de Masonlukla ilgili en eski yazılı belgeler, XIX. yy.dan kalmadır.
Bunlarda da yalnız eski geleneklerin korunması yolunda belirsiz bazı sözlerden başka bir şey yoktur; ancak toplantıların dini bir niteliği olduğu anlaşılmaktadır.
Bu loncalar birtakım mesleki kuruluşlardı. XVII. yy.dan kalma belgelerden, meslekten olmayan kimselerin de bu loncalara alındıkları anlaşılmaktadır.
Her zaman, toplumun seçkin kişilerinden olan bu kimselere kabul edilmiş masonlar deniyordu ve sayılan çok azdı.
Bu kimselerin de katıldığı toplantılarda, dini, felsefi konulardan çok, birlikte eğlenmek söz konusuydu.
Zamanla, «kabul edilmiş masonlar» kendi aralarında toplanmaya başladılar.
Gerçek zanaat mensuplarının locaları önemlerini kaybedince, kabul edilmiş masonların sayısı da çok azaldı.
Bu durumda, locaları yok olmaktan kurtarmak için, bir birliğe gidilmesi ve bir «büyük loca»nın kurulması düşünüldü.
24 Haziran 1717’de, başka cemiyetler gibi çeşitli meyhanelerde toplanmakta olan dört loca, aynı meyhanede buluşup ilk büyük locayı kurarak Londra ve Westminster Büyük locası adını aldı, ilk büyük üstat (Büyük loca başkanı) bir centilmen; yani geliriyle geçinen bağımsız bir kişiydi, iki yıl sonra büyük üstat olan fransız fizikçisi Desaguliers Masonluğa felsefi düşünceleri ilk getiren kimse oldu.
1721’de büyük üstat seçilen Montagu dükü ile.
İngiliz Masonluğunda, soyluların mason olduğu yeni bir dönem başladı. 1737’den sonra da büyük üstatlık ancak kral ailesinden olanlara verildi.
1732’de, bugün Eski Yükümlülükler adı verilen anatüzüğü yayımlandı.
Bu tüzükte, bugün de hiç değişmeden yürürlükte olan maddeler bulunur Bu yıllarda, İngiltere Masonluğunun menşelerini 1717’de kurulan Büyük Locadan daha önceye götürenler bu bölünmeye yolaçtılar.
Bu bölünmede sınıf ayrılıklarının da etkisi oldu. En sonunda iki Büyük loca, 1813’te birleşti.
Bugün İngiltere’de, Büyük locaya bağlı 7 930 locada, kayıtlı, 600 000 üye vardır.
Almanya’da ilk localar, çalışma izinlerini İngiltere’den aldı. 1723’te Hamburg’da ilk loca kuruldu; 1738’de, o zaman veliaht olan Büyük Friedrich bu locaya girdi.
Bu tarihten sonra, Prusya krallarının çoğu mason oldu. Daha sonra alman imparatorlarından Wilhelm I, Friedrich III mason oldular.
Alman filozof ve düşünürlerinden Fichte, Lessing, Herder, Goethe. kumandan von Blücber, besteci Mozart, Beethoven, Liszt, maliyeci Dr. Schacht masondu.Masonluk, Hitler zamanında takibata uğradı.
Bugün Birleşik Alman Büyük localarına bağlı 320 locada 20 000’den fazla üye bulunur.
Fransa’da, ilk loca, Paris’te 1729’da açıldı. Bu ve bundan sonra açılan localara Fransa’nın soyluları girdiler.
Montesquieu, filozof Helvetius, astronom Lalande, mate matikçi Condorcet, elçi olarak Paris’te bulunan Benjamin Franklin, la Rochefoucauld, Voltaire, Lafayette. (L’Alembert, Mirabeau, Beaumarchais gibi düşünür ve yazarlar da Masonluğa girdi.
1737’de kralın emriyle bütün toplantılar yasaklandı; polis müdürü Masonluk aleyhine kitaplar bastırdığı gibi, cizvitler de Masonluğa karşı çıktılar. Bundan sonra Fransa Masonluğu, İngiltere Büyük Locasına bağlı bir büyük loca etrafında gelişti.
Bu yıllarda Chevalier de Ramsay adında, iskoçya asıllı bir soylu, Masonluğu yapı işçilerinin değil, St. Jean şövalyelerinin kurduğunu ileri sürdü. Bu dürünce, soylular ve bunlara özenenler tarafından benimsendi.
Kılıç, localara bir sembol olarak girdi; çırak, kalfa ve usta unvanları yerine, çeşitli şövalye rütbeleri geçti, iskoçya ile ilişkisi olmadığı halde bir «İskoç üstatları derecesi» kuruldu.
Bunlar Templier şövalyelerinin büyük üstadı de Molay’i mason olarak gösteriyorlardı. Localar çeşitli maceracılarla doldu. Böylece Masonluğun özüyle hiç ilişkisi olmayan birtakım usuller türedi.
Fransız localarına kadınlar da alınmaya başladı. Eski geleneklere göre çalışan çok az loca kaldı.
Bunlar, özellikle adli reformlar için çalıştılar. Fransız ihtilâli bunların çalışmalarına son verdi.
Devrimciler arasında birkaç mason vardı; fakat, şair Andre Chenier, büyük üstat Orleans dükü Philippe gibi masonlar idam edildi, ihtilâlden sonra yeniden kurulan Fransız Masonluğu, gittikçe geleneksel Masonluktan ayrıldı.
1877 Genel toplantısında büyük loca, üyelerin Tanrı’ya inanması şartının ve inanmayanları üye almamanın düşünce hürriyetine karşı olduğunu; yeminlerin kutsal kitaplar yerine namus üstüne olmasını kabul etti Bu karar üzerine, Fransız Büyük locası, düzenli büyük localarca, düzensiz, yani Masonluk dışı ilân edildi.
Günümüzde Fransa’da üç büyük loca vardır.
Bunlardan yalnız Grande Loge Nationale Française (Fransız Milli Büyük locası) geleneksel yolda çalıştığı için, dünya masonlarınca kabul edilir.
Amerikan locaları, özellikle bağımsızlık savaşında etkili olan kimseleri içinde topladı.
1760’ta ilk milli büyük loca Boston’da kuruldu. George Washington, Samuel Adams, Alexander Hamilton, James Monree, general Green, Lee, Lafayette gibi ünlü siyaset adamları ye kumandanlar masondu.
Washington’dan sonra cumhurbaşkanlarının 14’ü de masondu.
Bugün Amerika Birleşik devletlerinde 3 milyondan fazla mason vardır.
Her eyalette bir büyük loca bulunur; yalnız Alaska, Washington Büyük locasına bağlıdır.
Amerika Masonluğu. kuruluşundan beri, Masonluk ilkele rine bağlı kaldı; siyasetle uğraşmadı.
İskandinav locaları hıristiyan olmayanları almadıkları gibi Amerika’da zencileri almayan bazı büyük localar vardır.
Masonluk Teşkilatı
Masonluk, üyelerinden kendi aralarında büyük bir dayanışma göstermeleri ister; dövizi Hürriyet. Eşitlik, Kardeşlik’tir.
Bu birleşmenin sağlayabileceği çıkarlardan yalnız üyelerini yararlandırmak için kabul edeceği üyeleri birtakım fizik ve manevi denemelerden geçirir: meselâ bir aday «çırak» olabilmek için önce üzerindeki bütün «madenler»i çıkarır; sonra lamba iskelet, küp biçiminde taş, bir horoz ve kumsaati, tuz Ye kükürt şekilleriyle v.b. süslenen bir odada istiareye yatar. Bundan sonra, görevleri hakkında üç soruya yazılı olarak cevap vermesi ve «vasiyetnamesini yazması istenir.
Bunları yerine getiren üye bir kısım elbiselerini çıkartır, gözleri bağlı olarak «mabed»e alınır ve arada kılıçla takdis edilir. «Üç yolculuk», «birleşme zinciri» v.b denemelerinden geçen aday yemin eder ve önlük ile eldivenler kendisine verilir.
Masonlar genel toplantılar yapmazlar. Bütün çalışmalar localar halinde yapılır.
En az 7 mason bir loca kurabilir; üye sayısı fazlalaşan localar bölünerek yeni localar kurarlar Masonlar ancak tam ve düzenli localarda toplanabilirler.
Bir locanın düzenli sayılması için, bütün toplantıların geleneksel ve genel olarak kabul edilmiş tören kurallarına uygun olarak yapılması, locanın bağlı olduğu büyük locadan alınma bir açılış izninin bulunması gerekir.
Her locanın yöneticileri, her yıl gizli oyla seçilir.
Büyük loca, aynı töre kurallarına göre çalışan locaların meydana getirdiği birliktir.
Genel kongre, her locadan seçilen delegelerin toplanmısıyla yapılır.
Bu toplantılarda yönetim işleri görüşüldüğü gibi, her ülkenin kendi nizamlarına göre, belirli zamanlarda genel başkan Ye idare kurulu üyeleri de seçilir.
Bu toplantı ve seçimler, ülkeler arasında büyük ayrılıklar gösterir.
Meselâ ingiltere’de büyük ustanın (genel başkan) kral ailesinden olması, İsveç’te de kralla veliahtın en üst makamları almaları geleneği vardır.
İngiltere Büyük locasının büyük üstadı, Kent dükü, İsveç kralı Gustaf VI Adolf’tur; bazı büyük localarda da siyasi mevkilere geçen görevlilerin, masonluk görevlerinden istifa etmeleri geleneği vardır.
Her devletin sınırları içinde tek bir büyük loca bulunur, çok eskiden kurulmuş olan bazı büyük localar (İskoçya ve İrlanda gibi) Ye federal devletler (A.B.D., Almanya, Brezilya ve Kanada gibi) bu kuralın dışında kalır.
Böyle düzenli bir büyük locaya bağlı olmayan locaların gizli üyeleri mason sayılmazlar.
Dünya büyük locaları bir merkeze bağlı olmadıkları gibi, birinin ötekine üstünlüğü ve dostluk ilişkilerinden başka ilişkileri yoktur. Milletlerarası toplantı ve kongre yapmazlar.
Masonlar, menşelerini meydana getiren yapı işçileri loncalarının geleneklerine uygun olarak, çırak, kalfa ve usta (veya üstat) derecelerine ayrılırlar.
Derneğe yeni giren belirli bir süre için çırak, sonra kalfa, en sonunda da üstat olur.
Localarda görev almak için üstat olmak gereklidir. Locaların seçtikleri başkanlara üstadı muhterem denir büyük locanın, bütün
locaları denetleme yetkisi vardır. Loca toplantılarında, bütün üyeler birer küçük deri önlük takarlar (ahilerdeki şedd, esnaf localarındaki peştemal gibi). XVII. yy.da, özellikle Fransa’da hayli karışık biçimler almış olan tören şekillerinin çoğu, günümüzde bırakılmıştır.
Eski yapı işçileri loncalarındaki gönye, pergel, çekül, ölçü ipi, düzeç gibi araçlar, günümüzdeki localarda da sembolik anlamlar taşıyarak yer alır. Meselâ üyelerin önlüğü, çalışkanlığın; gönye, adaletin; localarda açık olarak yüksek bir yerde duran kutsal kitaplar, dine karşı saygılı olma zorunluluğunun sembolüdür.
Loca toplantılarında konuşulanların saklı tutulması yükümü, üyeleri sır tutmaya, dedikoduları önlemeye zorlar. Gerçek Masonluğa kuruluşundan beri, kadınlar alınmaz. F
ransa’daki, kadınları alan veya yalnız kadınların alındıkları localar, düzenli olarak kabul edilmez ve masonların böyle locaları ziyareti yasaktır, özellikle İngiltere’de Masonluk yalnız üç derecedir (çırak, kalfa ve usta) genellikle bu üç dereceye sembolik dereceler denir.
Bugünkü yüksek dereceler sistemi, XVIII. yy.dan sonra meydana geldi.
Başlıcaları, bazen büyük locaların içinde bulunan «Royal Arch» ile Ancient and accepted Scottish Rite’dir (Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Rit’i). Royal Arch’in sembolleri daha çok hıristiyan inançlarından alındı.
İkincisi, 33 derece olarak: 4-14. dereceler (= Tekemmül), [15-18 dereceler = Şapitr], (19-30 dereceler = areopag) ve bunların üstünde 31-33 idari dereceleri olarak dört grup halinde toplanır.
Bu rit’in başkanları (amir büyük hakimler) ve 33. derece üyeleri değişmez; ancak ölüm, hastalık Yeya ihtiyarlık yüzünden yerlerinden ayrılırlar.
Yüksek şuralar, mason derneklerinin yöneticileri ve amirleri değil; üyelerini üstat derecesinde masonlar arasından alan ve aynı amaçlarla çalışan localardır.
Dünya masonlarının ancak yüzde 20 kadarı yüksek derecelere devam ederler.
Türkiye’de Masonluk Tarihi
Türkiye’de. Masonluk,1723’te düzenli bir şekil aldı.
1738’de Halep ve İzmir’de mason locaları gelişti ve bunlara, ilerigeler türkler de üye oldu, ilk defa, düzenli bir büyük locadan izin alınarak açılan loca, iskoçya Büyük locasına bağlı Halep locası oldu.
Bundan sonra İskenderun, Hama ye Humus’ta da mason locaları açıldı.
Osmanlı devletinin Avrupa kesiminde ilk olarak İstanbul’da, Cenevre Büyük locasına bağlı bir mason locası kuruldu.
1784’te Polonya Büyük locası, İstanbul’da bir loca daha kurdu.
1787’de İzmir’de Cenevre’ye bağlı bir loca açıldı.
1820’den sonra, İstanbul, Makedonya, Trakya, İzmir ve Suriye’de, çeşitli büyük localara bağlı birçok mason locası kuruldu.
Bu localarda, müslüman olmayanlar çoğunluktaydı.
Daha sonra İstanbul’da, İngiltere Büyük locasına bağlı olarak kurulan (1856, 1860, 1861) localarda, Mısırlı Prens Mustafa Fazıl Paşa, Prens Halim Paşa, hünkâr yaveri Mahmud Paşa, mevlevî şeyhi Ataullah Efendi, Polis müdürü Said Mehmed, çeşitli din ve ordu ilerigelenleri bulunuyordu.
Yine bu tarihlerde Fransa Büyük locasının İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde açtığı localarda, müşir Fuad Paşa, Pertev Paşa gibi seçkin kişiler yer alıyordu.
1861’de Mısırlı Prens Halim Paşa Osmanlı Şûrayı Alisi’ni kurdu.
Bu sırada şehzade Murad Efendi (Murad V), kardeşleri Nureddin ve Kemaleddin Efendiler, Reşid Paşa, Fuad Paşa, Süleyman Paşa gibi kimseler de mason locasına girdiler Yalnız Abdülhamid II Masonluğa karşıydı Bu sebeple Abdülhamid II zamanında Türk Masonluğunun gelişmesi durdu.
Fakat Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa, sonradan maarif nazırı olan Emrullah Efendi, Meşrutiyetten sonra sadrazam olan Hakkı Paşa gibi kimseler mason oldu.
Meşrutiyetten sonra, Selânik’te mason olan Jön Türkler, Hareket ordusuyla İstanbul’a gelerek iktidarı ele alınca, Türkiye’de Masonluk için yeni bir dönem başladı.
Mason geleneklerine aykırı olarak önce, İstanbul’ da bir yüksek şura kuruldu.
Bunun başında liva kumandanı Mısırlı Prens Aziz Haşan Paşa bulunuyordu.
Daha sonra yine geleneğe aykırı olarak, bu yüksek şuranın koruyuculuğu altında Türkiye maşrıkıazamı (Büyük loca) kuruldu (25 haziran 1909).
Bu kuruluşa o sırada faaliyette olan localardan Bisanzio Aizorta, Rönesans, Macedonia Rizorta, Constitution, Vatan. Muhibbanı Hürriyet, Vefa, Şafak ve Resne locaları katıldı.
Yapılan seçimde, Meclis ikinci başkanı Talât Bey (sadrazam Talât Paşa) büyük üstatlığa, filozof Rıza Teyfik kâtipliğe, sonradan Jandarma Genel kumandanı olan albay Galib Bey (Paşa) büyük üstat yardımcılığına getirildi Daha sonra katılan ve yeni açılanlarla, bütün osmanlı ülkesinde büyük locaya bağlı loca sayısı 32’ye yükseldi.
Balkan savaşı başlayınca prens Aziz Hasan savaşa katıldı.
Yüksek şûranın başına miralay (albay) Dr. Mehmed Ali Bey (Baha) geçti.
Talât Paşa da büyük üstatlıktan çekildi; yerine, sonradan kolordu kumandanı olan Süleyman Faik Bey (Paşa) geçti 1912’de Dr. Mehmed Ali Bey büyük üstat seçildi Birinci Dünya savaşı başlayınca mason çalışmaları azaldı.
1916’da büyük üstatlığa seçilen Süleyman Faik Paşa şehit olunca; yerine maliye nazırı Cavit Bey geçti.
Bu sırada bahriye nazırı Cemal Paşa. Talât Paşa, şeyhülislâm Musa Kâzım Efendi, evkaf nazın Hayri Efendi, polis müdürü Bedri Bey, Ziya Gökalp gibi, tanınmış kimseler mason oldular.
Enver Paşa bu kurula karşı cephe aldı Bu dönemde türk masonları Hilâliahmer cemiyetini (Kızılay) kurdular.
Cemiyetin başkanı Prof. Dr. Besim Ömer Paşa, 1921-1923 yıllarında büyük üstattı.
Türkiye’de masonluğun üçüncü dönemi Birinci Dünya savaşın’dan sonra başlar.
Maşrıkıazamın kuruluşundan beri Masonluğun siyasetle ilgilenmeme ilkesi bu dönemde bozuldu.
Mütarekede, itilâf fırkasına mensup masonlar, ittihat ve Terakki partisinden olan mason ilerigelenlerini Masonluktan çıkardılar.
Bu arada Dr. Rıza Tevfik büyük üstat, Fuad Süleyman Paşa büyük üstat yardımcısıydı.
Ağustos I922’den sonra, büyük üstatlığa Fuad Hulusi (Demirelli) geçti.
Bu yıllarda İstanbul’da 19, İzmir’de 5, Bursa’da 2, Ankara.
Manisa ve Gazi antep’te birer mason locası bulunuyordu.
Maşrıkıazam, dünya Masonluğuna kendini tanıtamadı ve düzenli bir teşkilât kuramadı.
1935’te, Masonluğun çalışmasını durdurması, kendisi de mason olan dahiliye vekili Şükrü Kaya, tarafından Büyük maşrıkıazam yöneticilerine bildirildi ve cemiyet, büyük üstadın bir bildirisiyle kapandı.
Bundan sonra Masonluk Türkiye’de, kendi deyimleriyle, uyku devresine girdi Fakat yabancı büyük localara bağlı bazı localar çalışmalarını sürdürdüler.
1948’de Prof. Dr Mim Kemal öke’nin başkanlığın da, Türkiye Yüksek şurası çalınmaya başladı ve Türkiye Mason derneği kuruldu.
Bundan sonra, yine mason geleneklerine aykırı olarak Yüsek şura, ilk üç derecedeki locaları faaliyete geçirdi.
Bütün görevlilerinin her yıl, merkez kurulunun ise iki yılda bir seçilmesi gereken locaların Yüksek sûra gibi seçimle gelmemiş bir kuruluşun yönetiminde olması, Masonluk için de çekişme konusu oldu en eski mason yasası seçimle gelen büyük loradan başka ye onun üstünde hiç bir masonik güç tanınmamasını ve bir ülkede sadece tek bir büyük locanın bulunmasını öngördüğü için, yeni kurulan localar mason yasasına aykırı sayıldı.
Yüksek şûra, 1 mayıs 1954’ te localara yarı bağımsızlık vermek zorunda kaldı; Ankara, İstanbul ve İzmir’de «ünite» adını» verdiği birer kuruluş meydana getirildi.
Bu üniteler yine Yüksek şura üyeleri tarafından yönetiliyordu.
Bir buçuk yıl sonra, bu ünitelerin, federasyon olarak, birbirine bağlanmasıyla yeni bir sistem denendi.
Teşkilâtlanışı uygun görmeyen Türkiye’deki masonlar, her ülkede olduğu gibi, bir milli büyük loca kurulmasın da ısrar ettiler.
Bunun sonunda, Ankara’ da, Türkiye Büyük locası kuruldu Yüksek şura ile olan ilişkileri bir konkordato yapılarak tespit edildi.
Bu durum da mason gelenek ve törelerine aykırıydı Dünyadaki diğer mason localarınca tanınabilmek için kuruluşun büyük localar dışında bir kuruluş tarafından yapılmamış olması gerekti.
Türkiye Yüksek şurası ise, Türkiye’de Ma sonluğun kurucusu olduğunda direniyordu Türkiye’deki Masonluğun başlangıcını 1907’ye bağlamaktan vaz geçmek yolundaki is tekleri uygun görmeyen bir kısım masonlar ayrılarak Türkiye Büyük mahfili adı altında ve gene bir Yüksek şûranın kontrolünde bir kuruluş meydana getirdiler.
Bu kuruluş, dünya muntazam masonluğunca tanınmadı; ancak Fransız Büyük maşrıkı gibi, bazı düzen dışı büyük localarla ilişki kurdu.
Türkiye Büyük locası (Türk Yükseltme cemiyeti) 1964’te Iskoçya Büyük locası ve 1970’te İngiltere Büyük locasınca da, başlangıcı 1908’den önceye varan eski bir kuruluş olarak resmen tanındı.
Bu arada Türkiye Yüksek şûrası da, biri muntazam, öteki gayrımuntazam olarak ikiye ayrıldı.
Muntazam Yüksek şura, Türkiye Fikir ve Kültür derneği adıyla yeniden düzenlendi; üyelerini muntazam masonlar arasına alan bir kuruluş haline geldi.
Bugün Türkiye’de, İstanbul’da 26, Ankara’da 14, İzmir’de de 18 loca vardır; Büyük locanın merkezi de İstanbul’dadır.
İskoç ritine göre çalışan Türkiye Yüksek şurası (Türkiye Fikir ve Kültür derneği) üyelerini yalnız Türkiye Büyük locası üyeleri arasından alır; İstanbul, Ankara ve İzmir’de şubeleri vardır.