Mersin Balığı Nasıl Avlanır,Tutulur | Balık Avı Teknikleri |
Mersin Balığı Hakkında Bilgi,Mersin Balığı Nasıl Avlanır,Mersin balığı,Dünyamızın kuzey yarım küresinin ılıman bölgelerindeki denizlerde, denizle bağlantısı olan göllerle, denizlere dökülen nehirlerde yaşar.
Çevremizde en çok bulunduğu yerler, Rusya’nın büyük göl ve nehirleriyle Karadeniz, Azak Denizi ve bu denize dökülen nehirlerdir.
Bizim sularımızda bulunan türleri, başta mersin morinası olmak üzere adi mersin, kolan, çuka, şip gibi türlerdir.
Bu türlerin içinde en battal ve ağır olanları mersin morinasıdır.
Bir tonluklarına rastlanır.
Diğer mersin balığı türleri 15 kilodan 200 kiloya kadar ağırlık gösterirler.
Mersin balığı, şekil yönünden diğer balıklardan açık farklılık gösterir.
İlk bakışta başı turnayı andırır.
Gene de görünümünde birçok değişiklikler, biçimler vardır.
Balığın burnu bir gaga halinde ileri uzanmıştır.
Sırt, karın ve anus yüzgeçleri çok geride şekillenmiştir.
Turnaya benzeyen bir yeri de burasıdır.
Yalnız bu yüzgeçler balığın büyüklüğü ile orantılı değildir, az gelişmiştir.Ağız, çenenin altında, yarım daire biçimindedir.
Ağızın önünde dört adet sertçe saçaklı uzuv vardır.
Kulakları beş adet ince ve sert zarla örtülüdür.
Balık bu zar kapakları kapalı tutarak tatlısuda uzun saatler yaşayabilir.
Bu nedenle mersin balığı denizde ve tatlısuda yaşam sürdürebilen bir yeteneğe sahiptir.
Balığın sırtında kuyruğa doğru bir sıra, yanlarında iki sıra olmak üzere beş sıra halinde köşeli, uçları geriye dönük, sivri kemik düğmeler sıralanmıştır.
Bu şekilde balık beş köşeli bir görüntüye sahiptir.
Balığın sırtı açık yeşil ve mavi menevişlidir.
Yanları kirli sarı, karnı beyazdır.
Hayvanın belkemiği kuyruğunun üst ucunda son bulur.
Bu nedenle kuyruğun alt çatalı üst çataldan daha kısadır.
Yurdumuzda mersin balığı yatakları Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya nehirleridir.
Balığın en büyük özelliği dünyanın en iyi ve kaliteli siyah havyarına sahip oluşudur.
Denizlerde yaşamlarını sürdüren mersin balıkları döllenmek ve yumurtalarını bırakmak için nehirlere girer.
Mart başlarından temmuz sonlarına kadar yumurta bırakma zamanlarıdır.
Anaç bir balıktaki havyar, balığın kendi ağırlığının sekizde birini teşkil eder.
Mersinler nehirlerin yüzmeye elverişli en üst kademelerine kadar kilometrelerce çıkarlar.
Mersin balığı olta, ağ ve parakete ile yakalanır.
Mersin oltası, serbest bedenli dip oltasıdır.
Balık daha çok diplerde dolaşır.
Yem olarak canlı veya taze balık kullanılır.
Ağlarla nehir ağızlarında yakalanır.
İri ve düğmeli balık olduğundan yakalandığı ağdan hayır gelmez.
Zıpkınla ancak küçükleri tutulur.
En çok avlanma şekli yemsiz parakete iledir.
Bu paraketeye Karadeniz çevresinde (karmık) denir.
Çok iyi bir av aracıdır.
Şöyle düzenlenir:Çok kalın bir halat üzerine, balığın sudaki hareket yerlerine göre değişik aralıklarda ve değişik yüksekliklerde düzenlenmiş dikine bir iğne barajı paraketeyi oluşturur.
Paraketenin iğneleri, çıplak, yemsiz ve çapraz iğnedir.
Dirseklerinden ince birer iple su yüzündeki mantarlara bağlanarak dik durmaları sağlanmıştır.
Balık, yumurta dökmek için nehirlere girdiği veya yumurtasını bıraktıktan sonra denize çıkacağı sırada suyun içindeki bu barajın iğnelerine takılarak yakalanır.
Halatın uçları kıyılarda sağlam kazıklara bağlıdır.
Balığın yakalandıktan sonra kaçmasını önler.
İğnelerin büyüklüğü ile kösteklerin kalınlığı tutulacak balığa göre ayarlanır.
Mersin balığının avlanması bizde böyle olmakla beraber, dünyanın birçok ülkesinde mecburi olmadıkça bu balık eti için yakalanmaz.
Havyarlar balıktan sezeryan suretiyle alınarak yara yeri dikilir ve hayvan tekrar denize bırakılır.
Ertesi yıl aynı balık havyar yükü ile aynı suya girecektir.
Bu şekilde bir balıktan birkaç defa havyar alınmış olur.
Mersin balıkları doğdukları sulardan başka sulara katiyen girmezler.
Ölümleri bahasına da olsa yumurtadan çıktıkları sulara girerler.
Bu değişmez bir tabiat kanunudur.
Mesela Sakarya nehrinde yumurtadan çıkan bir mersin balığının döllenme zamanı gireceği su, Sakarya nehridir.
Bizim nehirlerimizde mersin balıklarının azalmalarının nedenleri, balıkların yumurtalarını atmadan yakalanmaları ve sularımızın yumurtadan mahrum bırakılmalarıdır.