Merzifonlu Çalık Hacı Ali Paşa Kimdir | Biyografi,Tarih |
Merzifonlu Çalık Hacı Ali Paşa Kimdir (1638-1698)-101. Sadrâzam, Merzifon’da doğdu.
Merzifonlu Çalık Hacı Ali Paşa Hayatı
Tanınmış sadrâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın yetiştirmesidir.
Onun sadâretinde Kapıcılar Kethüdâsı oldu.
Viyana Seferi’ nde Sadrâzam Mustafa Paşa’nın maiyetinde bulundu.
Onun ölümünden sonra hacca gitti.
Hac dönüşü 1685’de çavuş başı oldu.
1686’da Erzurum Valiliği göreviyle Anadolu’dan Avusturya cephesine asker göndermekle sorumlu tutuldu.
Aynı yıl temmuz ayında İstanbul’a dâvet olunarak sadâret kaymakamı oldu.
Diyarbakır Vâliliği’ne gönderildi.
însâflı ve halkı koruyup gözetmekle şöhret bulan Ali Paşa Diyarbakır eyaletinin sadece dört beş yüz akçe geliri olduğunu ifade ile bu paranın geçim için yetersizliğini belirterek kendisine bir maaş ödenmesini istedi.
Bunun üzerine kendisine yüz akçe gönderildi.
Arabacı Ali Paşa’nın azliyle 27 Mart 1692 tarihinde II. Ahmed tarafından Sadrâzamlığa getirildi.
II. Ahmed, Arabacı Ali Paşa’yı sadâretten azle karar verince: “Çoktandır fikrim Diyarbakır Vâlisi Hacı Ali Paşa’dır” diye, bu hususta maiyeti ağalarının mütalealarını sormuş, onlar da: “İstanbul kaymakamlığında iyi hâlini işittik; akıllı ve olgun bir adam imiş, Allah mübârek eyleye” demişlerdir.
Sadârete tayin edildiğine dair Hatt-ı Hümâyûn u alan Hacı Ali Paşa, süratle Edirne’ye geldi.
Şehre girişinde pâdişâh II. Ahmed bir derviş kıyâfetiyle halkın arasına karışarak kendisinin gelişini gizlice seyretti.
İşe başlamadan iki ay sonra Avusturya cephesine hareket etti.
Belgrad’a gelince, cephenin durumunu adamlarına danıştı.
Salankamen mağlubiyeti dolayısıyla yılgınlık içinde bulunan askerin, ikinci bir bozgunu sonunda Belgrad’ın da elden gitmesi ihtimâli üzerinde durarak, bu kalenin onarılmasına ve tahkimine başlandı.
Ordunun ihtiyâcının bir kısmını karşıladıktan ve kaleyi onardıktan sonra Edirne’ye döndü.
Cepheye zâhire gördermekle görevli bazı Kazdar halkı yüzünden II. Ahmed’le arası açıldı ve sadaret görevinden istifâ etti.
Yerine Bozoklu Mustafa Paşa, Sadrazam oldu (27 Mart 1693).
Pâdişâhın, dilediği vilâyete vâli olması teklifini reddetti.
Bir süre Çekmece’deki çiftliğinde dinlendi.
Emekliye çıkarılarak Bursa’ya gönderildi.
1698 tarihinde Kandiye muhâfazasına atandı.
Kandiye’de 60 yaşında iken vefat etti.
Sadrazamlığı bir yıl kadar sürdü.
Son derece dürüst, akıllı, tedbirli insaf sâhibi, gözü tok ve üzerine aldığı görevleri hakkıyla yerine getiren bir laşi idi.
Çağdaşlan arasında iyi eğitim görmüş, bilgili, cömert, sanatsever, adamlarına son derece güvenir, ancak küçük bir suça karşılık kan dökmekten çekinmez bir kişiliğe sahiptir.
İşlerinde ciddî ve dürüsttü.
Maiyetinde hiç kimsenin halka zarar verdiği görülmemiştir.
Bosna’daki gayreti, hem devletin, hem de kendisinin yüzünü ağartmıştı.
Âlim mahlâsı ile şiir yazmıştır.
Yetiştirdiği kişiler arasında Koca Ragıp Paşa başta gelmektedir. Kalabalık bir kapı halkı, devamlı yanında bulunurdu.
İstanbul’da Davutpaşa’da cami ve şâir hayratı vardır.
Cami, Atlamataşı denilen yerde, önce kendisi tarafından ahşap olarak yaptırılmıştı.
Birinci sadaretinde taştan yaptığırdığı camiin, 1734 yılının Miraç gecesinde bitmemiş olan minaresinde ilk ezanı bizzat kendisi okuyarak açılışını yapmıştır.
Kaynak
(Ahmed Açıkgözoğlu, Bosna savaşları (İstanbul 1977); Hafız Hüseyin Ayvansarayî, Hadîkatü’l-Cevâmi, C.I, (İstanbul 1281); Bosnalı Ömer, Ahvâl-ı Gazavat der zamân-ı Hekimzâde Ali Paşa (İstanbul 1293); İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi C.IV. (İstanbul 1971); Küçük Çelebizâde Âsim, Tarih (İstanbul 1282), Mehmed Süreyya, Sicilli Osmani C.III. (İstanbul 1311),- Osmanzâde Tâib Ahmed, Hadikatü 7- Vüzera, (İstanbul 1271); İsmail Hakkı Uzunçarşılı Osmanlı Tarihi C.IV/I (Ankara 1959).