Mujik Nedir,Mujik Ne Demek | Tarih Bilgileri |
Mujik Nedir,Ne Demek ,Rus köylüsü.X.ve XII. yy.lardan Rusya’da bir yandan ticaret gelişirken öte yandan büyük prenslikler ortaya çıkıyordu.
Daha o zaman Muj, yani itibarlı savaşçı adamla, mujik yani küçük adam, köylü arasında bir fark ortaya çıkmıştı.
En eski rus kanun derlemesi Russkaya Pravda (Rus Gerçeği) prenslerin topraklarında çalışan köylülerle (smerdıy) özel kişilerin topraklarında çalışanları (zakupıy) biribirinden ayırır.
Smerdıy’lar serbesttir ve kendi âletlerini kullanırlar: zakupıylar ise efendilerine bağlıdır, âletlerini de efendilerinden alırlar.
Moğol istilâsından sonra köylüler, düşman akınlarına açık olan Güney steplerini bırakıp Kuzey ormanlarına veya bataklık bölgelere sığındılar.
Oralarda yeniden köy birlikleri (mir) kurdular; çoğu zaman bir anlaşmayla büyük mülk sahiplerinin hizmetine girerlerdi.
XV. yy. a kadar, geçici anlaşmalarla hizmete giren bağımsız çiftçiler olarak kaldılar.
Ama XVI yy.da patlak veren para buhranı, büyük arazi sahiplerini ücretleri düşürmek zorunda bıraktı; aynı zamanda askere ihtiyacı olan Moskova prensleri, zorla asker toplamaya koyuldular.
Bu durum karşısında köylüler XVI. yy. boyunca yerlerinden ayrılıp gitmeyi tercih ettiler; köyler boşalmaya başladı. O zaman çarlar köylüleri toprağa bağlama çarelerini aradılar.
1580’de Korkunç İvan köylülerin, efendilerini bırakıp gitmelerini yasakladı; ama «Kargaşalıklar zamanında bu karardan bir sonuç alınamadı.
Hizmetlerini görecek mujikleri olmayan arazi sahiplerinin şikâyetleri üzerine Aleksey Romanov sert bir kanun çıkardı (1649); köylüler bundan böyle, devlet önünde kendilerini temsil eden efendilerine bağlıdır; serbestçe satılabilirler; mal ve mülk sahibi olamazlar.
Yönetmelik daha çok özel malikânelerde çalışan köylülerin zararınadır; çarın topraklarında yaşayanlar ortaklaşa bir yönetim kurabilirler ve nispeten serbest sayılırlar.
Bu kanunla kölelik fiilen kurulmuş oldu. Büyük Petro bütün köylülerden, adam başına vergi toplayarak (1719) bu durumdan iyice yararlanmaya baktı.
XVIII. yy. art arda patlak veren köylü ayaklanmalarıyla doludur.
Mujikler, Katerina II (1767) zamanında, seslerini duyurmak imkânını buldukları zamanlar vergilerin indirilmesini ve paylarına düşen toprakların arttırılmasını istiyorlardı.
Fakat soylular mujiklere çok ihtiyaçları olduğu için bu reformları kabul etmediler, mujiklerin durumunda da yüz yıl boyunca hiç bir değişiklik olmadı.
Mujikler kabaca üçe ayrılabilir; efendilerinin toprağına bağlı olan, küçük bir parça arsasıyla bir evi bulunan, ama haftada dört gün efendisinin tarlasında çalışmak zorunda olan krepostnıye; efendisinin evine bağlı olan ve ev işlerini yapan dvorovıye; küçük bir mülkü olan, efendinin toprağında çalışmayan ama belli aralıklarla efendisine haraç (obrok) ödeyen obraçnıye (bunlar bazen zanaatkâr olarak şehirlere yerleşir).
1858’de Aleksandr II, önce devlete bağlı köylüleri, sonra da bütün köylüleri azat etmeyi kararlaştırdı (1861). Bunlar, ya efendilerinin arazisini yirmi yıl taksitle satın alacak veya parasız olarak bu arazinin dörtte birine sahip olacaklardı.
Ama mujikler, kendi malları saydıkları toprağa neden para vereceklerini veya neden bu toprağın sadece bir kısmına sahip olacaklarını anlayamıyorlardı. İ
kinci yolu seçenler, geçinemedikleri için topraklarını terkedip gitmek zorunda kaldılar, ötekiler ise borçlandılar.
XIX. yy. sonunda köylü nüfus arttıkça, adam başına düşen toprak payı da azalıyordu.
Birkaç zengin köylüye {kulak’lar) karşılık mujiklerin çoğu yoksulluk içindeydi; mujiklerin bu hoşnutsuzlukları 1917 Devrimine kadar sürdü.