Murabıtlar Kimdir,Devleti,Dönemi | Tarih Bilgileri |
Murabıtlar Devleti,Murabıtlar Kimdir,Kuzey Afrika, İspanya ve Balear adalarına hakim olan, İslam devleti kuran halk.
Bir söylentiye göre bu boylar Arabistan’dan Suriye ve Mısır yoluyla Sahra’ya buradan da, batıya doğru göç ettiler.
Kuzey Afrika’da yaşayan öteki arap kabileleriyle ilişkilerini keserek berberîleştiler.
Murabıtlar Dönemi
Gudala boyu reisi Yahya bin İbrahim, hac dönüşü Kayrevan’a uğradı.
Burada Fetih Ebu İmran el-Fasî ile buluştu.
Onun etkisiyle kabilesine İslâm dinini öğretmek için, o sırada öğrenci olan Ebu Muhammed Abdullah bin Yasin el-Cazulî’yi yanına alarak ülkesine döndü.
Abdullah bin Yasin, kabilelere İslâm dini kurallarım öğretmeye başladı, önceleri halk kendisine karşı koydu.
Bu yüzden daha sonra bir adaya sığındı.
Rıbat şehrini kurdu. Çok geçmeden burası dinî bir merkez durumuna geldi.
Lemtune kabilesinden toplanan bin kadar mürit, Abdullah bin Yasin’e bağlandı; o da burada, savaşçı bir derviş grubu yetiştirdi. Bunlara murabıt adı verildi.
Bu deyim bir süre sonra kurulan devletin adı oldu.
Abdullah bin Yasin kısa bir süre içinde bilgisi ve topluma etkisi yüzünden Sanhace ve öteki kabileleri buyruğu altına aldı.
Kabile reislerini yerlerinde bıraktı, önce, Yahya bin İbrahim, sonra da Yahya bin Ömer el-Lemtunî’yi ordunun başına getirdi.
Sahradaki göçebe ve çapulcu kabileler buyruk altına alındıktan sonra Vadi Dara’ya ilerleyerek Sicilmase’yi aldı (1053 veya 1056). Yahya bin Ömer’in ölümünden sonra murabıt ordusunun başkumandanlığına kardeşi Ebubekir bin Ömer’i getirdi.
Sus, Agmat alındı (1058); Bergavata Berberîleriyle savaşırken Abdullah bin Yasin öldü (1059).
Yerine başkumandan Ebubekir bin Ömer geçti.
Bergavata kabilesini buyruğu altına aldı (1060). Yeni bir hükümet merkezi kurdurmaya başladı.
Bu sırada ortaya çıkan bazı ayaklanmalardan çekinerek yönetimi amcasının oğlu Yusuf bin Taşfin’e bıraktı.
Kendisi de ordu ile çölü geçti. Barış yoluyla çözümlenmeyen kabile anlaşmazlığında Lemtune kabilesi tarafını tutarak Gudale’ye karşı savaşa girişti.
Bu kabilenin gücünü kırdıktan sonra Sudan içlerine kadar ilerledi.
Sonra da Marakeş’e yöneldi (1073).
Marakeş’te cami ve çok sayıda hayır kurumu yaptırdı.
Aldığı savaş ganimetleri ve vergilerle devlet hâzinesini geliştirdi.
Ebubekir bin Ömer, başarılarından dolayı Yusuf’u yanına çağırdı.
Yusuf kuvvetli bir orduyla birlikte Ebubekir’in yanına gitti.
Ebubekir, bu kuvvetli orduyu görünce bütün yönetimi Yusuf’a bırakarak Sahra’ya Lemtune kabilesine döndü.
Burada zenci kabileleriyle savaşırken öldü (1076).
Yusuf bin Taşfin, Magrıp’ta fetihlerine devam etti.
Uzun bir kuşatmadan sonra Septe’yi aldı (1084).
Murabıt devletinin sınırlarını Atlas okyanusundan Tunus’a kadar genişletti.
Bu sırada Endülüs (Andalucia), hıristiyanların eline geçmek üzereydi.
Tuleytula (Toledo), Alfonso VI tarafından alınınca, İşbiliye (Sevilla) emîri Mutemid bin Abbad on üç Endülüs emîrine imzalattığı çağrı mektubunu Yusuf’a gönderdi.
Yusuf, Cebelitarık’ı ülkesine katmak şartıyla yardım etmeye karar verdi.
Septe boğazını geçti (ağustos 1086).
Kral Alfonso VI, Saragossa kuşatmasını bırakarak Yusuf’un ordusunu Zellaka’da (Saeralias) karşıladı.
Yapılan savaşı Yusuf kazandı; fakat Marakeş’te naip olarak görevlendirdiği oğlu Ebubekir’in ölmesi üzerine orduyu Sîr bin Ebubekir’e bırakarak Marakeş’e döndü.
Sîr, bin Ebubekir, Batliyos emîriyle birlikte Portekiz ortalarına kadar ilerledi.
Alfonso’nun büyük kuvvetlerle harekete geçtiğini .haber alan Yusuf, ikinci defa İspanya’ya geçti (haziran 1088).
Murcia’ya doğru giderken birden karar değiştirerek Alfonso’nun üstüne yürüdü.
Ancak, kesin bir sonuç alamadan Afrika’ya döndü.
Bir süre sonra aldığı yeni bir çağrı üzerine Yusuf tekrar Ispanya’ya geçti (1090).
Gırnata (Granada) üstüne yürüdü ve şehri aldı.
Bu sırada, emirliğinin Murabıtların eline geçeceğini düşünen Mutemid, Alfonso VI ile anlaştı.
Hıristiyan kuvvetlerinden yardım alan Mutemid, İbrahim bin îshak’a yenilince îşbiliye’yi teslim etmek zorunda kaldı (1091). öteki emirlikler Yusuf’a bağlılıklarım bildirdiler.
1094’te Saragossa dışında, bütün Endülüs ele geçirildi.
Yusuf, dördüncü defa Ispanya’ya giderek burada küçük oğlu Ali’yi veliahtiığa getirdi (1103).
Endülüs’te yönetimi yeniden düzene koydu.
Magrıp’a döndükten kısa bir süre sonra öldü
(1106).Yusuf’un yerine geçen Ali, kardeşinin oğlu Yahya bin Ebubekir bin Yusuf’un isyanını bastırdıktan sonra valilerin durumunu gözden geçirmek için Ispanya’ya gitti
(1107). Büyük kardeşini başkumandanlığa getirdi.
Yapılan Ucles (iklic) savaşında hıristiyanlar yenildiler (1108).
Bu başarı, Murabıtların Ispanya’daki durumunu kuvvetlendirdi.
Bu sırada, Bağdat’ta Gazzalî’den feyz alan Abdullah ibni Tumart, Magrıp’a dönerek dinî görüşlerini yaymaya başladı.
Murabıt ilerigelenleri Tumart’ın tehlikeli bir kişi olduğunu hükümdara bildirdilerse de vezir Osman bin Ömer, Tumart’tan kötülük gelmeyeceğini söyledi.
Hayatı bağışlanan Tumart, Fas’a sürüldü.
İbni Tumart, devlete karşı giriştiği hareketleri burada da sürdürdü. Hakkında çıkanlan idam kararını duyunca Agmat ve sonra da Tinmal’a kaçtı.
Burada halka, Mehdi olduğunu açıkladı.
Birçok kimsenin çevresinde toplanmasını sağladı.
Kuvvetli bir ordu hazırlayarak murabıt ülkesine akınlar yapmaya başladı.
En yakın müridi Ebu Mu-hammed el-Beşir’i, büyük bir orduyla Marakeş’e gönderdi.
Ebu Muhammed Murabıtları yenerek şehri aldı.
Ancak son karşılaşmada yenildi ve öldü (1125). Bu olaydan sonra Endülüs işlerine tekrar önem veren Ali, İspanya’ya geçti.
Ayaklanan Mustarablar üstüne sefer yaparak onları Afrika’ya sürdü.
Ali’nin Ispanya’da bulunmasından yararlanan İbni Tumart, dağlarda hazırlıklarını tamamladıktan sonra ordunun başına Abdülmümin’i getirdi.
Abdülmümin, büyük bir murabıt ordusunu yenerek Marakeş önlerine geldi.
Bu sırada İbni Tumart’ın hastalandığını haber aldı ve geri döndü (1130).
Abdülmümin geri döndüğünde, İbni Tumart ölmüştü.
Ordu kendisinin liderliğini kabul etti. Abdülmümin, başarılı bir savaş taktiği uygulayarak zaferler kazandı.
Ali’nin oğlu Taşfin, Magrıp’a geldiyse de, başarı kazanamadı.
Ali’nin bu sırada ölmesi üzerine (1143) yerine geçen Taşfin, Abdülmümin’e karşı bazı küçük zaferler kazandı.
Sonunda, Abdulmümin’in kurduğu Muvahhidler devletine karşı tutunamayacağını anlayınca Endülüs’e geçmek için Vahran kalesine çekildi.
Buradan kaçarken öldü (1145).
Tlemsen ve Fas’ı (1146) alan Abdülmümin, murabıt hanedanının yönetimine son vermek amacıyla Marakeş üstüne yürüdü.
Bu sırada Marakeş’te, Taşfin’in yerine geçen Ebu İbrahim bin Taşfin ile murabıt soyluları bulunuyordu.
Ebu lshak İbrahim, amcası lshak bin Ali’nin isyanı üzerine savunma gücünü kaybetti.
Şehre giren Abdülmümin, Ebu lshak İbrahim ile yanındakileri öldürterek Murabıt devletine son verdi (1147).