Nasiruddin Tusi Kimdir,Ahlak Felsefesi ve Eserleri
Nasiruddin Tusi Kimdir,Ahlak Felsefesi ve Eserleri iranlı filozof ve astronomi bilgini (Tûs 1201 – Bağdat 1274).
Nasiruddin Tusi Hayatı ve Eserleri
Kelam ve felsefe konularında çalıştı.
Zamanının ünlü bilginlerinden ders aldı, özellikle Feridüddin Nişabûrî’den îbni Sina’nın işarat’ını (Belirtiler), Kemalüddin Hasib’den de matematiği öğrendi.
Hadis bilgini Burhanüddin Hemedanî’den hadis okudu.
Kûhistan valisi ve imamiye mezhebinin önderi Nasirüddin Ebül Feth’in sarayına alındı.
Abbasî halifesi Mutasım’ı övücü nitelikte bir şiir yazdığı için sürgüne gönderildi; Kazvin’e gitti.
1247’ye kadar süren tutukluluk hayatı moğol hükümdarı Hulâgu Hanın bu yöreleri ele geçirmesiyle sona erdi.
Hulâgu Han tarafından saraya alındı.
Onun saray nazırı ve danışmanı oldu (1264).
Hulâgu’nun ölümünden sonra oğlu Abaka Han tarafından aynı görevde bırakıldı.
Nasirüddin Tûsî, bu dönemde kendini bilimsel çalışmalara verdi.
Hulâgu’nun saray nazırı olduğu sıralarda bir rasathane kurmak ve rasat cetvelleri yapmakla görevlendirildi.
İslâm dünyasının en önemli bilim kurumlanndan biri olan Meraga rasathanesini kurdu.
Nasiruddin Tusi Ahlak Felsefesi
Nasirüddin Tûsî, felsefe konusunda Aristoteles’in etkisi altında gelişen İslâm meşşaiye (gezimcilik) çığırına bağlıydı.
Akıl ilkeleriyle şiî inançlarını bağdaştırmaya çalıştı.
Ona göre, bir akıl varlığı olan insan, bütün davranış ve eylemlerinde akla uymalı, aklı kendine kılavuz edinmelidir.
İnsanın uyması gereken bütün ahlâk Ye eğitim kurallan akla dayanmalıdır.
Onun, İslâm düşüncesine getirdiği en önemli yenilik eğitime dayanan ve Ahlâk-ı Nâsirî adlı eserinde ortaya konan ahlâk anlayışıdır. Ahlâkının temeli, «iyi»ye (hayr) dayanır.
İnsanda iyi ile kötünün gelişmesini sağlayan eğitimdir.
Eğitim, tohum niteliğinde olan yetenekleri geliştirir, olgunlaştırır. Bir insanın davranışlarını çocukluğunda aldığı eğitim belirler.
Çocuğunun iyi yetişmesini zaman, ona büyüyüp erginlik çağına geldiğinde iyiye örnek olacak anlamda bir ad hayr’a ulaşmasını isteyen kimse, doğduğu vermeli, yaratılışı ve tabiatının eğilimleri yüzünden her çocuk kötü alışkanlıktan daha kolay kapacağından, onlardan elden geldiğince uzak tutmalı, çocuğun ahlâk eğitiminde, daima tabiata uygun gelen konular seçilmelidir.
Böyle bir eğitim, çocuğun neye yetenekli olduğunu, kendinde hangi yaratıcı yeteneklerin bulunduğunu ortaya koyar ve onların gelişmesini, olgunlaşmasını sağlar.
Çocuk eğitiminde üstünde durulması gereken başka bir konu da, utanma duygusunu göz önünde bulundurmaktır.
Utanma, çocukta yeteneklerin yönlerini, iyiye mi kötüye mi daha kolay eğilim göstereceğini ortaya koyan ilk belirtidir.
Çocuk gösterişe, süse, dünya malına, yalancılığa, oburluğa, başkalanna karşı kötülük etmeye yol açacak davranışlardan ve kötü kimselerden uzak tutulmalıdır.
Meslek seçme çağına geldiği zaman ise, geçirdiği eğitim sonucu, hangi konulara karşı eğilim gösteriyor, yetenekli olduğu anlaşılıyorsa o alanda çalışmasını sağlamalıdır.
Nasirüddin Tûsî’nin görüşlerinden, ahlâk alanında deneye, insan özünün köklü eğilimlerine uygun eğitime, hayatla düşünce arasında bir gerçek bağ kurmaya yöneldiği, insan tabiatını eğitimin temel ilkesi olarak aldığı anlaşılır.
İnsan, düşünen bir canlı olarak bir «ahlâk varlığı», bir «ahlâk taşıyıcısıdır.
Nasirüddin Tûsî’nin üstünde durduğu meseleler arasında Tarın’nın birliği (tevhid), din ahlâkı, insanın insana karşı doğrulukla davranması, adalet, imamlık ve peygamberlik, âhiret, ölümden sonra dirilme gibi konular vardır; Tûsî, ölümden sonra dirilmeye inanır.
Zîc-i İlhanı adlı eseri yakın zamanlara kadar gök incelemelerinde önemli bir kaynak olarak benimsendi.
Nasirüddin Tûsî İslâm ülkelerinde olduğu gibi, Batı’da da birçok astronomi ve matematik bilginini etkiledi.
Nasiruddin Tusi Eserleri
Şerh-i işarat (İşarat [Belirtiler] Yorumu); Tahrir-i öklides (Eukleides’in Eserini Yorumlama); Tahrir-ül-Macesti (El – Macesti’nin [He Megiste] Yorumu); Ahlâk-ı Nâsırî (Nâsır’ın Ahlâkı); Zîc-i İlhanî (llhanlı Zayiçesi); Tecrid-ül-Akaid (İnançların Ayrımı); Tezkere-i Hayat (Hahat Belgesi); Esas-ül-îktibas (Aktarmanın Kuralları); Evsaf-ül-Eşraf (Seçkinlerin Nitelikleri).
