Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Osmanlı Duraklama Dönemi,Özet | Osmanlı Tarihi |

Osmanlı Duraklama Dönemi – Özet, Osmanlı duraklama dönemi antlaşmaları, Osmanlı duraklama dönemi iç ve dış nedenleri, Osmanlı duraklama dönemi olayları,Osmanlı Duraklama Dönemi Selim II nin yerine osmanlı tahtına en büyük oğlu Murad (III) geçti (1574). Sokullu Mehmed Paşa sadrazamlıkta bırakıldı.

Osmanlı Duraklama Dönemi – Özet

Osmanlı Duraklama DönemiMurad III tahta geçtikten bir süre sonra İran şahı Tahmasp öldü; İran’da saltanat kavgaları baş gösterdi.

Osmanlı devleti başlangıçta bu karışıklıklardan yararlanmaya çalışmadı; ancak bazı sınır olayları İran’a savaş açılmasına sebep oldu (1578).

On iki yıl süren savaşlar, Osmanlıların üstünlüğüyle sonuçlandı.

1590’da iki ülke arasında İstanbul antlaşması yapıldı.

Bu antlaşmaya göre Tebriz, Karabağ, Gence, Kars, Tiflis, Şehrizor, Nihavend, Luristan osmanlı hâkimiyetine geçti, üç yıl sonra Avusturya ile 1565’ten beri devam eden barış bozuldu.

Avusturya topraklarında oturan ve osmanlı topraklarına sürekli akınlar yapan Uskok’larm saldırılarına karşılık vermek için yaptığı akınlardan birinde Bosna beylerbeyi Telli Haşan Paşanın avusturya kuvvetlerine yenilmesi, kendisiyle birlikte birçok kumandanın ve 18 000 kişinin ölmesi üzerine, sadrazam Sinan Paşanın ısrarıyla Avusturya’ya savaş açıldı (1593) .

Osmanlı – Avusturya savaşları devam ederken Osmanlı devletine bağlı olan Erdel kralıyla Eflak ve Boğdan voyvodaları da Avusturya imparatoru Rudolf ile birleşerek, Osmanlı devletine isyan ettiler.

Bu savaşlar sırasında Murad III öldü; yerine oğlu Mehmed III geçti (1595).

Mehmed III, yeniçerilerin baskısıyla sefere katılmak zorunda kaldı. Eğri kalesi alındı (1596).

Haçova’da tesadüfün yardımıyla osmanlı ordusu yenilgiden kurtuldu; Avusturya ordusu yenildi (1596).

Bundan sonra Kanije kalesi alındı; Avusturyalıların kaleyi geri almak için giriştikleri saldırılar Tiryaki Haşan Paşanın başarılı savunması karşısında bir sonuç vermedi (1601).

Bundan sonra Estergon kalesi alındı.

Avusturya ile birleşmiş olan Erdel, Eflak ve Boğdan tekrar Osmanlılara bağlandı.

Avusturya ile olan savaşlara Zitvatorok antlaşmasıyla son verildi (1606).

Bu antlaşmayla osmanlı padişahları Avusturya imparatorlarını kendilerine eşit kabul ettiler, Kanunî’den beri Avusturya’nın Osmanlı devletine ödediği vergi kaldırıldı; Eğri, Kanije, Uyvar kaleleri Osmanlılara geçti.

Osmanlı – Avusturya savaşları devam ederken Mehmed III öldü (1603), yerine oğlu Ahmed I geçti.

Osmanlılar Avusturya savaşlarıyle uğraşırken, İran şahı Abbas iç karışıklıklara son verdi; askerî ve İdarî teşkilâtı yeniden düzenleyerek İstanbul antlaşmasıyla (1590) Osmanlıların eline geçen yerleri geri aldı (1603).

İran savaşlarının bu ikinci safhasına da İstanbul’da yapılan bir antlaşmayla son verildi.

Yeni antlaşma gereğince Osmanlılar, İstanbul antlaşmasıyla (1590) aldıkları yerleri İranlılara geri verdiler. Iranlılar da her yıl Osmanlılara iki yüz yük ipek vermeyi kabul ettiler (1612).

Bu antlaşma ancak üç yıl yürürlükte kaldı.

Şah Abbas, 200 yük ipeği vermeyince İran’a tekrar savaş açıldı (1615). Ancak bu defa da bir başarı elde edilemedi.

1618’de yapılan yeni bir antlaşma ile savaşlara son verildi (bu defa, İran’ın vereceği ipek 100 yüke indirilmişti).

Kanunî’den sonra gelen üç padişah zamanında Osmanlıların kudret ve kuvveti azaldı, devlet teşkilâtının ve İktisadî durumun bozuk olduğu ortaya çıktı.

Osmanlı devletinin temel nizamlarından biri olan tımar usulü ve ona bağlı tımarlı asker düzeni bozuldu.

Merkez idaresi ve kapıkulu askerleriyle tımarlı askerler arasında toprak gelirleri üstünde bir mücadele başladı; bunun sonucunda, tımarlı askerler Anadolu’da ayaklandılar (celâlî isyanlan).

Karayazıcı, Deli Haşan, Tavil Ahmed, Kalen-deroğlu, Canbuladoğlu gibi celâlî reisleri yıllarca merkez idaresine ve kapıkulu askerlerine karşı savaştılar.

Bu isyanlar Kuyucu Murad Paşa zamanında kanlı savaşlardan ve binlerce insanın öldürülmesinden sonra bastınlabildi .

Yine bu üç padişah zamanında, Kanunî’ye kadar devlet idaresine karıştırılmayan saray mensuplan, padişahın yakınları ve kadınları devlet işlerine müdahale etmeye, mültezim ve sarraflarla işbirliği yaparak zengin mukataaları rüşvetle istediklerine ihale ettirmeğe başladılar; bu da devletin gelirinin azalmasına sebep oldu.

Bu bozukluklardan en çok köylü sınıfı zarar gördü, binlercesi köylerini bırakarak şehirlere göçmeğe başladı.

Ahmed I’den sonra tahta geçen Mustafa I hastaydı, bu yüzden kısa sürede tahttan indirildi, yerine Osman II padişah oldu.

Osman II zamanında Lehistan Kazaklannın osmanlı topraklarına, Kırım hanlarının da Lehistan topraklarına saldırmaları yüzünden bu iki ülke arasmda meydana gelen savaşa Osman II de katıldı (1621).

Osmanlı ordusu bu seferde bir yenilgiye uğramadı, fakat başarı da gösteremedi, Osman II bu başarısızlığın yeniçerilerin disiplinsizliği yüzünden olduğunu düşünerek onları ortadan kaldırmaya, yeni bir askerî teşkilât kurmağa karar verdi.

Onun bu düşüncesi yeniçerilerin isyan etmelerine sebep oldu.

Bu isyan sonucu Osman II tahttan indirildi ve öldürüldü (1622).

Yerine ikinci defa Mustafa I getirildi; ancak Mustafa I in bu ikinci saltanatı da fazla sürmedi, kısa bir süre sonra tahttan indirilerek yerine Murad IV padişah oldu (1623).

Murad IV devrinin en önemli olayı, Iran savaşlandır.

Yeni padişah on bir yaşında bir çocuk olduğundan İran savaşları serdarların kumandasında yürütüldü.

Bağdat İranlılar tarafından ele geçirildi (1624).

Bundan sonra Bağdat’ı geri almak için yapılan teşebbüsler bir sonuç vermedi.

Osmanlı – Iran sa-vaşlan devam ederken Anadolu’da Abaza Mehmed Paşa isyanı, İstanbul’da ise kapıkulu ocaklarının isyanları çıktı.

Osmanlı devletinin bu karışık durumu, genç padişah annesinin ve öteki devlet adamlarının vesayetinden kurtuluncaya kadar devam etti.

Murad IV sıkı bir disiplin kurdu ve kanlı temizlik hareketleriyle asayişi sağladı.

Devlet düzenine görünüşte bir çekidüzen verdikten sonra Birinci İran seferine çıktı (1635) ve Revan’ı İranlılardan geri aldı.

İkinci İran seferinde de Bağdat’ı ele geçirdi (1639).

İran savaşlarına Kasrışirin antlaşmasıyla son verildi (1639).

Murad IV 1640’ta ölünce, kardeşi İbrahim osmanlı tahtına geçti.

İbrahim’in tahta geçmesiyle Murad IV’ün devlet düzeninde sağlamış olduğu geçici düzen bozuldu; saray kadınlarının, padişahın yakını olan üfürükçülerin, hocalarm devlet işlerine yersiz ve zararlı müdahaleleri ve askerî isyanlar tekrar başladı.

İbrahim devrinin en önemli dış olayı Girit savaşlarıdır.

1645’te başlayan bu savaşlarda Hanya kalesi alınmakla birlikte adanın büyük bir kısmı Venediklilerin elinde kaldı.

Venedikliler donanmalarıyla osmanlı kıyılarına saldırdılar.

Çanakkale, venedik donanması tarafından kapatıldı, osmanlı donanması, Boğazdan dışari çıkamadı.

Savaşlar sırasında İbrahim tahttan indirildi ve yerine oğlu Mehmed IV geçti.

Onun saltanatının ilk yılları da İstanbul’da kapıkulu ocaklarının, Anadolu’da celâlîlerin isyanları ve Girit’te Venedikliler karşısında uğranılan başansızlıklarla geçti.

Devlet idaresine saray kadınları ve yeniçeri ağaları hâkim oldu.

Venedikliler, osmanlı donanmasını yendikten sonra, Çanakkale boğazı ağzında yer alan adaları da ele geçirdiler.

Osmanlı devletinin bu düzensiz durumu Köprülü Mehmed Paşanın sadrazam olmasıyla sona erdi (1656).

Köprülü Mehmed Paşa Murad IV devrindeki gibi, şiddet siyasetiyle Osmanlı devletine, görünüşte eski kudretini kazandırdı, önce İstanbul’daki asiler temizlendi; sonra da Çanakkale boğazını kapatmış olan Venedikliler üstüne yüründü.

Venedik donanması yenilerek adalar geri alındı (1657); böylece Girit adasındaki osmanlı ordusuna yardım göndermek mümkün oldu.

Bundan sonra Osmanlı devletine isyan etmiş olan Erdel kralı Rakoczi üstüne bir sefer yapıldı (1658).

Yanova kalesi ve daha bazı kaleler alındı. Rakoczi’nin yerine krallığa Akos Barcsay getirildi.

Erdel seferinden sonra, bu sefer sırasında Köprülü aleyhine ayaklanmış olan Abaza Haşan Paşa isyanı da bastırıldı (1659).

Köprülü Mehmed Paşanın ölümünden sonra yerine oğlu Fazıl Ahmed Paşa sadrazam oldu (1661).

Köprülü Mehmed Paşanın Erdel seferi sırasında Avusturya birlikleri bazı Erdel sınır kalelerini ele geçirmişler, âsi kral Rakoczi’ye yardım etmişlerdi.

Bu sebeple Avusturya’ya savaş açıldı ve Köprülü Fazıl Ahmed Paşa serdarıekrem tayin edildi (1663).

Bu seferde Avusturya’nın önemli kalelerinden Uyvar ele geçirildi; 1664 kışında ordu İstanbul’a dönmedi ve Belgrad’da kışladı.

1664 Yazında savaşlara devam edildi. Zerinvar kalesi alındı.

Sankt Gotthar’da Raab ırmağını geçen bir kısım -osmanlı askeri Avusturya generali Montecuccoli’ye yenildiyse de, yapılan Vasvar antlaşmasıyla bu savaşlar Osmanlı devletinin lehine sonuçlandı (1664).

Fazıl Ahmed Paşa bundan sonra Girit’in alınmasını tamamlamak üzere Gi-rit’e hareket etti (1666). Kandiye kalesi ele geçirildi.

Suda kalesi gibi bazı küçük kaleler Venediklilerde kalmak şartıyla Girit adası Osmanlı devletine geçti (1669).

Bundan sonra, Osmanlı devleti himayesindeki Kazaklara saldıran Lehistan’a karşı bir sefer yapıldı.

Padişahın da katıldığı bu seferde Kamaniçe kalesi ele geçirildi (1672).

Bucaş antlaşmasıyla savaşlara son verildi.

Lehliler bu antlaşmaya uymayarak tekrar osmanlı topraklarına saldırdılarsa da, ikinci bir Leh seferinde tekrar yenildiler.

Fazıl Ahmed Paşa 1679’da öldü ve yerine Köprülü Mehmed Paşanın yetiştirmiş olduğu Kara Mustafa Paşa sadrazam oldu.

Rusların eline geçmiş olan Çehrin kalesi geri alındı'(1678).

Osmanlı Duraklama Dönemi
Osmanlı Duraklama Dönemi
Osmanlı Duraklama Dönemi

Bir yanıt yazın