Osmanlı Devleti Nüfusu,Sayımı,Dağılımı | Osmanlı |
Osmanlı devleti nüfus politikaları, Osmanlı devleti nüfus yapısı, Osmanlı Devleti’nde Nüfus Sayımı Nasıl Yapılırdı?, Osmanlı devleti’nde nüfusun çoğunluğunu oluşturan unsur, Osmanlı Devletinde Nüfus Dağılımı,Osmanlı Devleti Nüfusu Osmanlı devleti XVI. yy.ın sonunda dünyanın en büyük devletlerinden biri durumundaydı.
İmparatorluğun yüzölçümü 6 milyon kilometrekareye yakındı; Avrupa’nın yansından fazlaydı.
Osmanlı Devleti’nde Nüfus
Bu geniş ülkede aşağı yukarı 60 milyondan fazla insan yaşıyordu, fakat imparatorluk halkı aynı ırk ve dinden değildi; türk, arap v.d. müslümanlardan başka slav, rum, ulah, macar, ermeni Süryanî, maruni, melkî, yahudi gibi gayri müslim halk da vardı.
60 Milyon nüfusun 20 milyonu gayri müslim ve 40 milyonu müslüman olarak tahmin edilebilir.
Türklerin kalabalık bulunduklan ülke, imparatorluğun beşiği olan Anadolu idi.
Gayri müslimler daha çok Balkan topraklarında yaşıyordu.
Anadolu’da da Türkçe konuşan hıristiyan halk vardı.
Fakat Anadolu’da yerleşen hıristiyanların genellikle Osmanlıların iskân siyasetine uygun olarak Rumeli’den sürgün edildikleri bilinmektedir.
Bunun yanı sıra anadolu halkının bir kısmı Balkanlar’a geçirilerek bu bölgenin türkleştirilmesine çalışıldı. Genellikle hıristiyan tebaa refah seviyesi yükselerek gittikçe çoğaldı.
Osmanlı Devleti’nde Nüfus Sayımı Nasıl Yapılırdı?
Nüfusun tespiti, Osmanlı imparatorluğunda genellikle «hanelerin tahriri» (evlerin yazımı) suretiyle yapılırdı, ilk tahrir İstanbul’un fethinden sonra Tursun Bey tarafından yapıldı.
Tursun Bey, İstanbul ve Galata’daki haneleri tespit etti; fakat sonucunu kaydetmedi.
Osmanlı Devletinde Nüfus Dağılımı
1477’de İstanbul kadısı Mevlânâ Muhiddin ve İstanbul zaimi Mahmud, tanzim ettikleri muhasebe icmal defterinde İstanbul ve Galata’da 9 753 türk, 3 743 rum, 818 ermeni, 1 647 yahudi ve Galata’da 332 frenk evi tespit ettiler.
Balkanlar’da yaşayan hıristiyan nüfus, genellikle, verdikleri cizye (baş vergisi) ve haraç’la (toprak vergisi) tespit edildi.
Bununla birlikte kadın, çocuk, rahip ve hastalar vergiden muaf tutulduklarından nüfus kesin olarak tespit edilmiş sayılmaz.
Anadolu halkı nüfusunun tespiti ise vergi mükellefiyetleri, özellikle, avarız (ev başına verilen vergiler) göz önünde tutularak yapılmıştır.
Osmanlı imparatorluğunda nüfusun çoğalması, tımar ve çiftliklerin iyi işlemesi, ticaret ve sanayinin gelişmesiyle de ilgilidir.
Nitekim XVII. yy.da ortaya çıkan celâlilerin sebep oldukları karışıklıklar sırasında; XIX. yy.ın başlarında Balkanlar’da başlayan isyanlar sonunda, nüfus azalmaları oldu.
Bu bakımdan nüfusun tespiti zorlaştı. 1831’de ilk nüfus tahriri yapıldı; fakat kesin bir sonuca ulaşılamadı.
Anadolu’da konar göçer halkı tespit etme ve bunları toprağa bağlama teşebbüsüne, XIX. yy.m ikinci yarısında Cevdet Paşa ve Derviş Paşa tarafından girişildi.
Nüfusun azalması. İmparatorlukta nüfusun azalması, sınırların gerilemesiyle yakından ilgilidir.
Çünkü kaybedilen topraklarda yaşayan halk, başka devletlerin tebaası olmuş veya Balkanlar’da olduğu gibi yeni kurulan devletlerin asıl nüfusunu meydana getirmiştir.
Nüfus azalmasının XX. yy. başlarına kadar devam ettiği söylenebilir.