Osmanlı Ordusundaki Rütbeler,Rütbei Bala
Osmanlı ordusundaki askeri sınıflar,Osmanlı ordusu rütbeleri ve anlamları,Osmanlı ordusu rütbe işaretleri,Osmanlı ordusundaki askerlerin görevleri,Osmanlı Ordusundaki Rütbeler İslam ülkelerinde, rütbe yerine devlet teşkilatında alman görev sırasına göre birtakım payeler veriliyordu.
Zamanla bu payeler yerleşerek birer rütbe niteliği kazandı.
Osmanlı devletinde rütbe, Yeniçeri ocağının kuruluşuyla başladı.
Sonradan mülki yönetim alanına geçti. Kanuni Sultan Süleyman zamanında ilmiye sınıfına, ulemaya değişik derecelerde rütbe verildi.
Sonraki yüzyıllarda bu sınıflama, değişmez bir düzen duruntuna geldi.
Yeniçeri kuruluşunda rütbe büyükten küçüğe doğru: yeniçeri ağası, sekbanbaşı, kulkethüdası veya kethüda bey, seksoncubaşı, zağarcıbaşı, turnacıbaşı, muhzır ağa, büyük ve küçük hasekiler, başçavuş, kethüda yeri, yeniçeri efendisiydi.
Bunlardan başka, yeniçeri kuruluşlarında «orta» denen birliklerin de kendi içlerinde bir rütbe sıralanması vardı; «zabitan» denen bu görevlilerin rütbeleri şöyleydi: çorbacı, odabaşı, vekilharç, bayraktar, baş eski, aşçı usta, sakabaşı.
Bu unvanlar, birer resmi görev niteliğinde olduğu için, yalnız o mevkide bulunanlara verilirdi.
Osmanlı devletinde Yeniçeri ocağı yanında bir de Sipahi ocağı vardı.
Bölüklere ayrılan bu kuruluşta her birliğin başında bulunan ayrı bir rütbe veya unvanla anılırdı.
Bunlara da baş kahya, kahya yeri, başçavuş ve başbölükbaşı denirdi.
Bunların başında bulunan en yüksek rütbeli görevli sipahi ağası adını alırdı.
Bahriye teşkilatında rütbeler şu şekilde sıralanıyordu: kaptanıderya, kapudane, patrona, riyale, kalyon kaptanı, reis.
Kalyon kaptanları da üç ambarlı kalyon kaptanı, kapak kalyon kaptanı, firkateyn kaptanı, korvet kaptanı, birik ve şalope kaptanı şeklindeydi.
Reis rütbesini taşıyanlar da kendi aralarında: birinci reis, ikinci reis, üçüncü reis, dördüncü reis unvanlarını alırdı.
Tanzimat döneminden sonra bütün ordu düzeninde geniş ölçüde değişiklik yapıldı.
Rütbeler yeniden sıraya konuldu.
Bu yeni düzene göre askeri rütbeler yukarıdan aşağıya doğru birinci ferik, ferik, mirliva, miralay, kaymakam, binbaşı, alay emini, sağ kolağası, sol kolağası, yüzbaşı, tabur katibi, mülazımı evvel, mülazımı sani olarak sıralanırdı.
Mülkiye kuruluşlarında da ayrı bir rütbe düzeni vardı.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında hocalık, kapıcıbaşılık, mirimiranlık ve vezirlik gibi dört ana bölüme ayrılan rütbeler,
Tanzimat döneminde uygulanan yeni bir düzene göre şu adları aldı.
vezir,bala, ula evveli, ula sanisi, saniye sınıfı mütemayizi, saniye, salise, rabia, hacegan, hamise.
Zamanla bütün bu rütbeler, birtakım ara derecelere göre, ortaya çıkan ihtiyaçlar gereğince yeni bölümlere ayrıldı.
Osmanlı devletinde en önemli rütbe düzenlerinden biri de ilmiye sınıfında görülüyordu:
Rumeli kazaskeri, Anadolu kazaskeri, İstanbul kadılığı, Haremeyn mevleviyeti (Mekke ve Medine şehirleri için kurulan mevleyiyetler), Biladı Hamse (Edirne, Bursa, Şam, Filibe, Mısır) mevleviyeti, Mahreç (Kudüs, Halep, Selanik, Eyüp, Fener, Galata, Trabzon, Yenişehir, İzmir, Sofya v.b. yerler) mevleviyeti, kibarı müderrisin,’ müderris.
Bunların dışında gene bir rütbe düzenine bağlanan devriye mevleviyetleri vardı.
Antep, Bosna, Bağdat, Adana, Çanları, Rusçuk, Sivas, Erzurum, Maraş, Beyrut, Trablusgarp v.d. vilayetler, bu mevleviyetlere bağlı rütbeleri alanlar tarafından yönetilirdi.
Müderrisler arasında da rütbe ve derece bakımından ayrı bir sıraya uyulurdu.
On iki aşamalı olan bu rütbe sıralaması şu şekildeydi: iptidayı hariç, hareketi hariç, iptidayı dahil, hareketi dahil, musilei sahn, sıhnı seman, iptidayı altmışlı, hareketi altmışlı, musilei süleymaniye, havamisi süleymaniye, süleymaniye, darülhadis.
Osmanlı devletinde, belli aşamalardan geçerek alınan bu değişik rütbeler dışında, bir de padişah tarafından doğrudan doğruya verilen paşa rütbesi vardı.
Türkiye cumhuriyetinin kuruluşuna kadar devam eden bu rütbe, sarayca uygun görülen, beğenilen mülki yöneticilere de verilirdi.
Bu yüzden, belli rütbe sırasına uymadan, zamanla aşılması gereken rütbe aşamalarından geçmeden, yalnız sarayın emriyle birdenbire paşa rütbesini alanlar arasında, okuma yazma bilmeyenler bile vardı.
Cumhuriyetin ilanından sonra (1923) saray tarafından verilen bütün rütbe ve unvanlar kaldırıldı.
Rütbei Bala
Rütbei bala, ula sınıfı evvelinden yüksek olan bir rütbeydi.
XIX. yy. başlarında konuldu, ilk defa düzenlenen bu rütbe sırasına göre: vezirlik, müşirlik, Rumeli ve Anadolu kazaskerliğinden sonra rütbei bala gelirdi.
1848’de yeniden düzenlenen rütbe sırası şöyleydi: vezir, müşir, Rumeli kazaskeri, Anadolu kazaskeri, bala ricali.
XIX. yy. sonlarından XX. yy. başlarına kadar da Vezirlik, Müşirlik, Rumeli kazaskerliği, Anadolu kazaskerliği birinci ferik, rütbei bala sırası yürürlükteydi.
Bu rütbe, Osmanlı devletinin sonuna kadar vardı.