Osmanlıda Halk Sağlığı | Ansiklopedik Bilgi |
Osmanlıda Halk Sağlığı,Vakıf olmaları, Osmanlı toplumunda sağlık hizmetlerinin parasız yapıldığı anlamını da beraberinde getirir.
Günümüzdeki “parasız” kavramı dışında hastaların evlerine dönüş paraları da kendilerine verilirdi.
Bu nedenle darüşşifalar hastaların ve tabiblerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacak mimari bir kompleks biçiminde yapılırdı.
Külliye denilen bu manzume içinde cami, medrese, imaret, hamam ve misafirhane bulunurdu.
Böylece hastaların yedirilmesi, giriş ve çıkışlarında misafir edilmeleri, dini ihtiyaçları ve asistan doktorların barınacakları ve ders görecekleri mahaller temin edilmiş olmaktaydı.
Mesela Fatih külliyyesinde cami, imaret, bimarhane, darüşşifa, 16 adet medrese, misafirhane, imarethane, sıbyan mektebi, hamam ve mu¬vakkithaneler vardır.
Bu medreselerin her birinde bir mescid, bir dershane (darülhadis) ve 19 oda vardı.
Bunların 15 adedi her birinde 2 kişi kalmak üzere talebe, 2 adedi muid (asistan), başka 2’si de hizmetliler içindir.
Haftada 4 gün tıb öğrenimi yapılmakta ve müderrislere 50, muridlere 5 ve talebeye 2 akçe yevmiye verilmektedir.
“Yabancı seyyahların notlarına göre XVI. yüzyıl sonlarında İstanbul’da herbiri 150 ila 300 hasta alabilen 119 hastahane bulunmaktaydı.
Diğer taraftan akıl ve ruh hastaları için müzikle tedavi yapılan bimarhaneler, cüzzam gibi o dönemlerdeki çaresiz bir hastalık için de cüzzamhaneler açılmıştır.
Medrese mimarisinde olduğu gibi, hastalara kapı ve pencereleri iç bahçeye açılan ocaklı odalar verilmektedir.
Evli, bekar ve kadın hastalar ayrılmışlardır.
Mescidi, hamamı ve çamaşırhanesi vardır.
İmam ve başka görevlilerin maaşları, hastaların giydirilip doyurulmaları kadı tarafından tayin olunan mütevelli vasıtasıyla vakıf gelirlerinden sağlanmaktadır.
Parasız tedavi yapılan hastahanelerde hem hekimler, hem de hastalar arasında müslim, gayrimüslim ayırımı yapılmıyordu.
Ancak, yalnız kadın¬ları kabul eden hastahaneler vardı.
Diğer taraftan serbest hekimler eczacılık da yaparlardı.
Bunların muayenehanelerine “tıbbi dükkan” denilirdi.
Cerrah ve kehhallerin (göz hekimleri) de dükkanları vardı.
Bu dükkanlarda tedavi ve ilaç bileşimleri hakkında yazma tıb kitapları, ilaç yapımında kullanılan maddeler ve tıbbi aletler bulunmaktadır.