Osmanlıda Kadın Efendiler | Osmanlı Tarihi |
Osmanlıda Kadın Efendiler,Kadın efendi ünvanı, XVI. yy.da Osmanlılar tarafından kullanılan haseki (hâssekî) kelimesinin yerine kullanılmıştır.
Daha önceki yüzyıllarda kullanılan «hatun» unvanı, özellikle hür osmanlı prensesleri ve Türkmen beylerinin annelerine verilirdi.
Osman I’in eşi Mal Hatun, Yıldırım Bayezid’in nikâhlısı Devlet Hatun, Çelebi Sultan Mehmed’in kızı Selçuk Hatun, Uzun Hasan’ın annesi Sara Hatun gibi.
Osmanlı Hareminde Kadın Efendi
Bu söyleyiş Osmanlı devletinde uzun süre yaşamadı.
Osmanlı sarayında her milletten gelme halayıkların olması, hatun unvanının osmanlı padişahlarının eşleri için kullanılmamasına yol açtı.
Hatun kelimesinin kullanılmaması üzerine yerini «haseki» sonra da «kadınefendi» unvanı almaya başladı.
Saraya alınan halayıklar; acemi, kalfa ve daha sonra da hazinedar olurlar ve padişahların gözüne girerek odalık mevkiine yükselirlerdi.
Bunlara «gözde» ve «ikbal», çocuk doğuranlara «kadın» unvanı verilirdi.
Kadınların sayısı önceleri yedi olarak tespit edilmişti.
Bir kadın ölürse başikbal onun yerine yedinci olarak geçerdi.
Padişah Abdülmecid zamanında, Avrupa’da olduğu gibi, Osmanlılarda da beyaz kadın ticareti önlenmek istendi.
Buna paralel olarak sarayda nikâh Ue kadın alma geleneği kondu.
Bundan sonra nikâhlı halayıklara «kadınefendi» adı verildi.
Osmanlı sarayında bu unvanın padişahtan çocuk sahibi olmuş kadınlara verildiği de bilinmektedir.
Veliaht ve şehzade gözdeleri çocuk sahibi olsalar dahi bu unvan onlar için kullanılmazdı.