Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Osmanlıda Misafirhaneler,Türleri | Osmanlı Tarihi |

Osmanlıda Misafirhaneler Misafirhaneler birkaç türe ayrılır:

1. Devlet tarafından yol boylarında, şehirlerde, kasaba ve köylerde yaptırılanlar.

Selçuklularda, Osmanlılarda bu misafirhaneler, daha çok vakıflara bağlıydı.

2. Özel kişiler tarafından çoğunlukla hayrat olarak yaptırılan misafirhaneler.

Bunlar, daha çok cami, mescit gibi ibadethanelerin yanında yapılırdı.Bakımları da özel bir kurulun (mütevelli heyetinin) elindeydi.

3. varlıklı kimselerin kendi evleri, konaklan yanında veya bitişiğinde yaptırılan, daha çok «selâmlık» adıyla anılan misafirhaneler.

Bu misafirhanelerin bazısı paralı bazısı parasızdı. Yoksullar, garipler için hayır amacı ile yaptırılan misafirhanelerde para alınmaz, belli bir süre için yiyecek, içecek ve yatacak yer sağlanırdı.

Bu üç türlü misafirhaneden ayrı olarak, yalnız tarikat mensuplarının konaklayabileceği tekke, dergâh, zaviye misafirhaneleri de vardı. Bazı misafirhaneler yanında, konup göçenlerin yiyip içmeleri için imarethaneler bulunurdu.

Osmanlı devletinde büyük imaretli misafirhaneler İstanbul’daydı. Bunların en büyükleri Fatih ve Süleymaniye camilerine bağlı olanlardı.

Köylerde muhtar odalarının yanında köy odası denen ve gereğinde misafirleri ağırlamaya yarayan küçük olanların yanında, camilere yakın, imam evi denen ve daha çok din adamlarının gereğinde dinlenmesini, yatmasını sağlamak için kullanılan bölükler bulunurdu.

Bu gelenek birçok bölgelerde bugün de sürdürülür. Misafirhaneler, çevrenin durumuna göre kâgir, ahşap veya kerpiçti.

Bazı misafirhaneler, sanat tarihi yönünden özel değer taşırdı. Kemerli, tonozlu, sütunlu, pencereleri kafesli, saçakları işlemeli, kapıları kakmalı, oymalı, tavanları değişik motiflerle süslü misafirhaneler vardı.

Kadın ve erkek yerleri ayrıydı. Hamamlı, küçük şadırvanlı, mescitli misafirhanelerde zamanın sanat anlayışına göre işlemeli mangal, ibrik, leğen v.b. bulunurdu.

Tekke, zaviye ve cami yanlarında yapılan misafirhanelerde eski yazı levhalar, ustaca yazılmış şiirler, ayetler, yazı ile yapılan resimler önemli bir yer tutardı.

Selçuklu ve osmanlı misafirhanelerinde görülen en büyük özellik taş ve ağaç işçiliği, oymacılık, kakmacılık gibi sanatlara geniş yer verilmesiydi, işlemeli misafir seccadeleri, sırmalı el ve yüz havluları, şamdanlar misafirhanelerin değerli eşyası arasında sayılır.

Misafirhanelerin bir özelliği de saz şairlerinin uğrağı olmalarıydı, özellikle kahvesi olan misafirhaneler veya misafirhanesi bulunan kahveler bazen halk ozanlarının, saz şairlerinin, aşıkların karşılaşma yeri olurdu.

Bu tür halk sanatçıları karşılaşınca şiir yarışmaları, sazlı sözlü atışmalar, muamma asmalar başlar, orası bir sanat havasıyla dolardı. Bugün, bazı köy odaları bir yana bırakılırsa misafirhanelerin verini küçük büyük oteller ve moteller aldı.

Bir yanıt yazın