Osmanlıda Tomruk Cezası | Osmanlı Tarihi |
Osmanlıda Tomruk Cezası,Osmanlı yargı belgelerinde sıkça söz edilen tomruk cezasında hükümlü 4-5 m boyunda, 30-40 cm çapında, ağır ve sürüklenmesi çok zor bir ağaç kütüğüne bağlanarak zindanda tutulurdu.
Hükümlünün ayak bilekleri kütük üstündeki halkalara yerleştirilip sıkıştırılırdı. Bazı tomruklar hükümlünün boynuna geçirilecek biçimdeydi.
Hükümlü ayrıca ayaklarından zincirle bağlanırdı.
Bazen sanıklar kadı önüne çıkarılmadan önce tomruğa vurularak itirafa zorlanırdı.
Bu yöntem daha çok ayaklanmacılar, siyasal suçlular ve suikastçılar için uygulanırdı.
Osmanlı Devleti’nin özellikle merkezden uzak, başkaldırıların sıkça görüldüğü eyaletlerinde, paşa saraylarının tutukevlerinde tomruk cezasına çok sık başvurulurdu.
Bu nedenle bu tür cezaevlerine de genellikle tomruk ya da tomrukhane adı verilirdi.
İstanbul’da, Bâbıâli’nin karşısında kolluk kuvvetlerine ayrılan binada da bir tomruk dairesi, başında da tomruk ağası sanım taşıyan bir amir vardı.
Tanzimat’ın ilanından (1839) sonra Bâbıali’deki tomruk dairesi Sultanahmet’e taşındı, adı da Tevkifhane Müdürlüğü oldu. Tomruk cezası uygulaması aynı dönemde kaldırıldı.