Paul Gauguin Kimdir,Hayatı Kısaca | Ressam Biyografileri |
Paul Gauguin Kimdir,Eugene Henri Paul Gauguin (Haziran 1848 – 8 Mayıs 1903) Fransız bir post-Empresyonist ressam.
Paul Gauguin Hayatı Kısaca
Ölümüne kadar çok fazla takdir edilmeyen Gauguin,İzlenimcilikten farklı olan renk ve sentetik stil deneysel kullanımı ile tanınır.
Önce bir gemide dümenci olarak çalışan, ardından Fransız deniz kuvvetlerinde görev alan, daha sonra da borsa işleriyle uğraşan Paul Gauguin, 1883 yılında tümüyle resme yöneldi.
Romantik hareketten sonra doğduğu halde Courbet, Manet, Monet, Pissarro ve Sisley’in başarıya ulaştığı bir dönemde romantik olarak ortaya çıkan Gauguin, ilkele ve serüvene karşı bir ilgi duyuyordu.
Bu tutkusunu Bretagne’a yaptığı bir geziyle gidermeye çalıştı, ardından iki kez daha yolculuk yaparak Polinezya’ya kadar gitti.
Hasta, yoksul ve umutsuz bir halde büyüklük ve soyluluk dolu ilk tuvallerini gerçekleştirdi.
Resim alanında Cezanne gibi bir öncü sayılan ve çağdaşı bazı ressamları (Pont-Aven Okulu) büyük ölçüde etkilemiş olan Gauguin’in Bretagne’da yapmış olduğu tablolar arasında, Yakub’un Melek’le Savaşı,Sarı İsa,vb. sayılabilir.
Sanatı izlenimcilikten kaynaklandığı halde, nesnel görünümü, gözün algıladığı biçimde yansıtmayı yeterli görmeyen Gauguin nesnelerin yüzeylerinin ötesinde yer alan bir evreni yakalamaya çalışmış, bu amacına da Tahiti’de ulaşmıştır.
Yarı ilkel yerlilerin yaşamından esinlenerek gerçekleştirdiği tablolarında, tümüyle yitik bir cenneti arayan çağdaş insanın duygularını dile getirir.
Tahiti’de kaldığı süre içinde yaptığı tuvaller arasında, başyapıtı olan Nereden Geliyoruz, Neyiz, Nereye Gidiyoruz?’dan başka Kaçış, Hintkirazlı Kadın, Nefis Günler vardır.
Öbür yapıtları arasında da özellikle Güzel Angele,Beyaz At, Sahildeki Tahitili Kadınlar, Paris’ te Sen Irmağı, Vücutlarının Altını, Arles’dan Manzaralar adlı tablolannı belirtmek gerekir.
İzlenimcilerin salık verdiği,tonların ayrılması düşüncesini yadsıyan Gauguin bu görüşün karşısına kendi tekniği olan, belirgin ve hemen hemen sert ve koyu bir çizgiyle çevrelediği düz renkli geniş yüzeyleri çıkarmıştır.
Gauguin’in “bireşim” anlayışı şöyle özetlenebilir: Kütlesel ve yalınlaştırılmış biçimler, düz olarak sürülmüş renkler, gölgesiz ışık, desen ve rengin soyutlanması, doğadan bağımsız ve özgür olma.
Kompozisyon anlayışında esin kaynağına ulaşmak amacıyla dilsel kaynağa yönelen sanatçı hareketsiz görünüşlü, telaşsız yüzlü dingin figürleriyle arkaik ve primitif sanatların görkemli havasını yaratmayı bilmiştir.
Kabarıklıkları, birbirini izleyen art arda dizilmiş planlan, hareketi, rölyefi bir yana itip, yapıtlarının, çizgisel bir çerçeve içine düz sürülmüş renkler halinde gerçekleştirmesiyle tam anlamıyla yeni bir kompozisyon biçimi yaratmıştır.
Gauguin, Cezanne gibi, ama hem değişik, hem de bütünleyici nitelikte bir bakış açısıyla, XIX. yy’ın büyük yenilikçilerinden biridir; XX. yy. resminin oluşmasında da önemli payı vardır.
Noa-Noa ve anılarının derlemesi olan Avant et apres (önce ve Sonra) adlı yapıtından başka, çeşitli kişilerle (Daniel de Monfried, Andre Fontainas ve Emile Bernard) sürdürdüğü yazışmalarında (Correspondance) da ateşli kişiliği açıkça görülür.