Sağcılık | Ansiklopedik Bilgi |
Sağcılık nedir,Sağcılık solculuk farkı,Sağcılık tanımı,Sağcılık nedir neyi savunur,Sağcılık solculuk ne zaman başladı,Aşırı sağcılık ne demek,Sağcılık ideolojisi,Sağcılık Nedir,Muhafazakar düşüncelerden yana olanların görüşü.
Parlamentolarda, başkanın sağında yer alan ve geleneksel olarak, muhafazakar partilerin üyelerinden meydana gelen bölüm.
Sağcılık Siyaset. Sağ kelimesinin siyaset dilinde kullanılması, dolaylı olarak, Fransız Milli meclisinin 11 eylül 1789 günkü oturumunda başladı.
Çünkü, taraflar arasındaki siyasi anlaşmazlıklar, oturdukları yerler dolayısıyla ilk olarak Kurucu meclisin bu toplantısında kendini gösterdi.
Bu oturumda, hükümdarlık yönetimi taraftarları salonun başkana göre sağda olan yanında yer almışlardı.
Bir süre, salounun içindeki yerlerin adı olarak kaldıktan sonra, «sağ yan» ve «sol yan» terimleri, kısa zamanda, siyasi görüş farklarını belirtmek amacıyla kullanılmaya başlandı.
Böylece, toplantı salonunun içindeki yerlerin düşünce farklarını gösteren bir belirti olarak kabul edilmesi artık geleneksel bir değer kazanıyordu.
Bu tarihten itibaren, sağ-sol çatışması bütün fransız siyasi tarihine hakim oldu.
Ama çatışmanın muhtevasında da bazı değişiklikler ortaya çıktı.
Çünkü konusu birçok kere değişikliğe uğrayan tartışmalar içinde sağ, her zaman aynı konumu muhafaza edemiyordu.
Tartışma konusundaki değişikliklere göre ağırlık merkezi de değişti ve eski sağların yanında bazı yeni sağlar ortaya çıktı veya eskiden solda olan güçler sağa geçti.
Mesela liberalizm ile radikalizm için durum zaman zaman böyle olmuştur.
Demek ki tek bir sağdan söz edilemez.
Gerçekte, «sağ» denen çeşitli topluluklar, eskilik bakımından birbirinden farklı birçok geleneği temsil eder.
Aynı genel ad çevresinde toplanan bu farklı anlayışlar kabaca üç ayrı bölümde ele alınabilir.
Bunlardan ilkinin benimsediği karşı devrimci öğreti, kaynağını Restorasyon’un «aşırılarından alır.
Temmuz monarşisi sırasında sağa geçen ve hem tutucu hem de liberal, yani hürriyetçi olan İkincisinin kaynağı ise Orleans’çılıktır.
Çeşitli görüşleri milliyetçilik anlayışı içinde biraraya getiren üçüncüsü ise ancak XIX. yy.ın sonunda ve Boulanger’cilikten sonra sağda yer aldı.
Bütün sağ kuruluşlar, bu üç eğilimin biri veya diğerine bağlanır.
Sağ partilerin, sağda yer aldıklarını açıklamaktan hoşlanmamaları, bu kuruluşların gerçek kimliklerinin kesinlikle belirlenmesini güçleştirmektedir.
Çünkü sağ kelimesi, siyasette, kamuoyunun pek hoş karşılamadığı bir etki yaratır.
Bundan dolayı, birçok kuruluş, sağda olduğunu açıkça söylemektense başka adlar bulmayı, hatta kendine sol adını vermeyi bile tercih eder.
Sağ kelimesi ve kavramı zamanla Fransa’nın sınırlarını aştı ve bütün dünyada kullanılmağa başlandı.
Mesela 1938’de Moskova’da, «sovyet aleyhtarı sağcı topluluk» diye adlandırılan bir grup mahkemeye verBilimselşti.
Demek ki hemen hemen her ülkenin siyasi sözlüğü bu konuya kendine has bir katkıda bulunmaktadır.
Dolayısıyla, sağ-sol ayırımının birçok topluma uygun bir sınıflandırma olduğu söylenebilir.