Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Sanrı Nedir,Çeşitleri | Ansiklopedik Bilgi |

Sanrı nedir tıp,Sanrı nedir örnekler,Sanrı nedir ne anlama gelir,Sanrı nedir ne demektir,Sanrı Nedir,Sanrı. (sanmak’tan). Uyanık bir kişinin kendi dışında var sandığı ama gerçekte yok olan olayları algılaması.

Sanrı Çeşitleri

Sanrı doğurucu, sanrılara sebep olan madde veya patolojik haller: Alkol zehirlenmesi sanrı doğurucudur.

Sanrı hali, sanrılarla ortaya çıkan ve hasta tarafından sanrı ve anormal hal olarak kabul edilen zihnî durum.

Ayna sanrısı, hastanın sanki bir aynaya bakıyormuş gibi kendini karşısında görmesi.

Yalancı sanrı, duyusal bir temele dayanmayan, ama psişik bir objektifliği olan sanrı.

(Yalancı sanrılar, algılardan çok eidetik tasavvurlara yakındır.) [Yalancı sanrılara, psişik sanrılar da denir.]
Psikiyatr.

Sanrı psikiyatrinin ele aldığı temel bir belirtidir.

Her türlü duyusal alanda görülebilir: görme, işitme, koku, tad alma ile ilgili, iç organlardan gelme (çokluk cinsî), kinestezik (hastaya mütekabil yanlış duyum verir) sanrılar tanımlanmıştır.

Oluşum derecelerine göre, sanrılar, ilkel (belirsiz ışık, ses veya iç sıkıntısı v.b. izlenimi) ve karmaşık (renkli veya renksiz insan ya da hayvan görme, belirli bir kelime veya müzik parçasının işitilmesi) olarak ayırt edilir.

Bazı hallerde değişik tipte sanrılar birarada bulunabilir.

Hastanın sanrılara karşı tepkisi çeşitlidir: ya kendini sanrılardan kurtarmaya çalışır ya da bunları olduğu gibi kabul eder.

Sanrı birçok hezeyanın temel elemanıdır: intanî, zehirlenmeli (delirium tremens); beyin urlarının ve özellikle müzmin sanrılı psikoz, paranoya gibi psikiyatrik hastalıkların seyrinde ortaya çıkar.

Yalancı sanrıların da çeşitli şekilleri vardır: birtakım durumların ve hatıraların zihnî görüntüler halinde algılanmasına yol açan görsel yalancı sanrılar, hastaya kendi düşüncelerini, sanki kendisine dışarıdan zorla kabul ettiriliyormuş hissini veren ses ve söze bağlı sanrılar; hastanın, söylediği sözleri kendisi tarafından söylendiğine değil de kendi ses organlarının başkası tarafından kullanılarak söylendiğine inandıran sözlü psikomotor yalancı sanrılar.

Sanrı doğurucu maddeler, ruhî faaliyeti bozabilen ve kişilikte değişiklikler meydana getiren maddeler olan «psikodisleptik»ler grubunda yer alır.

Sanrı doğuran maddeler, deneysel olarak, akıl hastalarında görülen zihinsel değişmelere benzer değişmeler meydana getirmek ve böylece, bu değişmeleri yok edecek bir ilâç yahut çare bulmak imkânını sağladığı için psikofarmakolojik yönden önemlidir.

1919’da, Spath ve Beringer, peyotl’un aktif ilkesi olan meskalinle adrenalin arasındaki kimyasal yakınlığı ortaya koymuşlardı.

1938’de, Stoll ve Hofmann Basel’li iki kimyacı), bir laboratuvar deneyi sırasında L.S.D. 25’in yani liserjik asidin bir türevinin garip bir etkisi olduğunu tesadüfen buldular.

Nitekim bu madde, araştırıcıları bir yarı sarhoşluk haline sokuyor ve birtakım hayaller görmelerine sebep oluyordu.

1955’te, R. G. Wasson adındaki New York’lu bir bankacıyla karısı, meksika köylerinden birinde, XVI. yy. İspanyol vakanüvislerinin bahsettikleri bir mantarı buldu.

Bir dinî tören sırasında bu bitkiyi yiyen R. G. Wassson korkunç sanrılara kapıldı.

Daha sonraları, gerek bu bitkisel veya sentetik maddeler, gerek daha yakın zamanlarda keşfedilmiş başka maddeler, insan üstünde deneysel olarak incelendi.

Bu konudaki araştırmalar, iki amaç gözetilerek yapıldı:

1. ortaya çıkan belirtileri incelemek, bu belirtileri akıl hastalıklarının bilinen belirtileriyle kıyaslamak ve aradaki benzerlikleri tespit etmek.

2. bu maddelerin etkisine karşı koyabilecek yeni ilâçlar üstünde denemeler yapmak ve bu sayede akıl hastalarını iyileştirebilmek.

Gerçekten, bu maddeler, genellikle geçici olarak (en fazla 48 saat) birtakım sanrılar meydana getiriyorsa, bu sanrılar, muhakkak ki, bilinç değişmeleri, kişilik bölünmesi ve dağılması ve bir mizaç değişikliği çerçevesi içinde ortaya çıkar.

Bunlar ise, hem psikozların seyrinde görülen değişikliklere benzer hem de uzun süre devam etme eğilimi gösterir.

Bu nokta dikkate alınınca, sözü geçen maddelerin ne kadar tehlikeli olduğu kendiliğinden meydana çıkar.

Bu sebeple, sanrı doğurucu maddeler tedavide artık kullanılmamakta ve sadece gönüllü deneklere araştırma amacıyla uygulanmaktadır.

Buna karşılık birkaç yıldan beri, geniş halk kütlelerinde, bu sanrı doğurucu maddelere karşı gittikçe artan bir ilgi ve bazı sanatçı ve öğrenci çevrelerinde geniş bir rağbet gösterildiği göze çarpmaktadır.

Nitekim bu maddelerin hayal gördürücü ve tembih edici etkileri, kimi zaman sanat yaratışlarına yol açacağı düşünülerek ressamlar ve şairler tarafından kullanılmaktadır.

1966’dan heri, sanrı doğurucu maddeler ve özellikle liserjik asit veya L.S.D. uyuşturucu maddeler kategorisinde yer almaktadır.

Bu maddelerin, tıp alanında kullanılması bile Sağlık bakanlığının iznine bağlıdır.

SANRILAMAK geçi. t. (sanrı’dan sanrı-la-mak). Psikol. Gerçekte olmayan bir şeyin var olduğunu, görüldüğünü veya duyulduğunu sanmak.

Bir yanıt yazın