Selefkiler Dönemi | Ansiklopedik Bilgi |
Selefiler kimlerdir,Selefilik.nedir,Selefkiler Dönemi Asya’da M.Ö. 312/305’ten – 64’e kadar hüküm süren helenistik hanedan.
Bu hanedanın kurucusu Makedonyalı Seleukos I (321’de Babil satrabı, 305’e doğru kral oldu), Antigonos Monophthalmos’u yenerek hakimiyetini Hindistan’dan Akdeniz’e kadar yaydı.
Bu yayılma üç yönde oldu; önce Selefki devletiyle Yunanistan’ın ilişkisini muhafaza etmek için Doğu’ya, Anadolu’ya yöneldi.
iİkinci olarak topraklan Güney Suriye ve Filistin’de Fenike kıyılarında (Suriye ile Mısır arasında sonu gelmeyen altı savaşa yol açmıştı) genişledi.
Son yayılma bölgesi ise, yerli kralların bağımsızlıklarını ilan etmelerine yalnız hükümdarın engel olabildiği Doğu idi.
Bu üç hareket alanı daha Seleukos I’in hükümdarlığının başında belirdi.
Seleukos I, Akdeniz ile yeniden ilişki kurmak için Kuzey Suriye’de, Antakya’ya yerleşti ve Lysimakhos’u yendikten sonra (281) Anadolu’daki ve Boğazlar’daki yunan şehirlerini işgal etti; halefleri bu şehirler için «Lagos, Antigonos» ve «Attalos» hanedanlarıya çekiştiler.
Selefkilerin Ipsos zaferinden sonra elde ettikleri haklara dayanarak ileri sürdükleri Koile Syria (Lübnan) üstünde hak İddiaları Mısır ile birçok savaşa yol açtı.
Mısır uzun süre suriye limanlarının büyük bir kısmını ve gemi yapımı için gerekli ormanları elinde tuttuysa da, Paneion (200) savaşın dan sonra bölgeyi kaybetti.
Doğu’da, hanedanın kurucusunun bıraktığı asya toprakları çok genişti; Anadolu’da ve İran’da serüvencilerin kurdukları devletlere yalnız ilk Selefkiler metbuluklarını kabul ettirebldiler ve bu devletlerin çoğu (hiç değilse Anadolu’dakiler) daha Antiokhos 1’in ölümünde (280-261) bağımsızlık kazanmıştı.
Antiokhos II Theos (261-246) zamanında devletlerin çoğu (Ariarathes III’ün Büyük Kappadokia’sı ve Diodotos I’in Baktriane’si v.b.), tam bağımsızlıklarını kazandılar; Azerbaycan, Ermeniye, Pontos, Paphlagonia, Galatia, Bithynia ve Bergama’daki devletler de bağımsızlık ilân etti.
Her an koruyucu değiştirmeye hazır yunan şehirleri dışında, Selefki devletinin gücü Suriye’deydi (çağın anlayışına göre Irak ve Fırat ile deniz arasındaki bölge), bu yüzden devlete Suriye krallığı adı da verildi.
Sınırları durmadan değişen ve asıl toprakları daralan bu devletin başlıca özelliği toprakları üzerinde yaşayan halkların ve medeniyetlerin olağanüstü çeşitliliğidir.
Birliğini devam ettirmesine yalnız iki unsur yardım ediyordu: hanedan ve helenizm. Kral yalnız kendi fethettiği topraklarda (Khora) mutlak hakimdi; geri kalan yerler, metbu kralları ve hanedanları (Doğu’da ve Anadolu’da) bazı etnik topluluklar (yahudiler gibi), yunan sitelerini veya yunanlaşmış siteleri kapsayan bir ittifak ülkesiydi.
Doğudaki halk hükümdarın şahsına tapar, Yunanlılarsa onun sadece İlahi yetkilerine saygı gösterirlerdi. Aslında hükümdarın despotluğunu ancak kendi yumuşaklığı veya krallığın zayıf düşmesi sınırlıyabilirdi.
Çok debdebeli bir hayat süren ve sıkı teşrifat kurallarına bağlı olan saray erkanı yönetim gücünü de paylaşıyordu, iktidarın başlıca dayanağı olan ordu hiç bir zaman 90 000 kişiyi aşmadı ve kısa süre içinde bu sayının da altına düştü.
Bu ordunun vurucu gücü uzmanlaşmış yunan ve barbar birlikleriyle desteklenen makedonyalı phalanks’lara dayanıyordu.
Askeri harekatta, tırpanlı ve özellikle fil koşulu arabaların rolü önemliydi.
Savaş donanması, gerektiğinde müttefik fenike ve yunan sitelerinden alman gemilerle kurulurdu, imparatorluk hiç değilse doğrudan doğruya krala bağlı eyaletlere ve askeri strategos rütbesinde satrapların yönettiği satraplıklara bölünmüştü.
Karmaşık bir idare sistemi, krallık <:alan»ının gelirleriyle Yunanlılardan, barbarlardan, özellikle Akamanışlardan alman vergilerin birbirine karıştığı bir maliye sistemini yönetiyordu.
Attike sistemine bağlı olan altın ve gümüş paralar İskender’in bastırttığı paralardı ve değerleri uzun süre düşmedi.
Yunan medeniyetine bütün öteki helenistik hanedanlardan daha çok bağlı olan Selefkiler hanedanı, helenizmi bütün imparatorlukta yaydı ve nüfuzu, fiili hakimiyetinden kısa sürede kurtulan bölgelerde de (Baktriane, parth ülkesi) sürdü.
Yunanlılaştırmayı kolaylaştırmak için, hükümetler İskender’i taklit ederek ve Khora’nın zararına her biri yunan ve barbar dünyasının insan, eşya ve fikirlerinin kaynaştığı bir pota olan muhtar şehirler kurdular.
Suriye’de Antiokheia (Antakya), Laodikeia, Apameia, Pieria Seleukeia’sı, Beroia (Halep), Europos (Dura), daha doğuda Dicle Seleukeia’sı, Eulaios Seleukeia’sı (Sus), Margiane Iskenderiyesi (Merv).
Aslında bunların çoğu, eski bir yerli şehrin değişikliğe uğraması veya bulunduğu yerden yeni fakat yakın bir yere nakledilmesi sonucu ortaya çıkmıştı.
Fakat her yeni kuruluşta anıtlar ve sanat eserleri olduğu kadar, insan ortamı, kurumlar ve kültür de değişiyordu.
İyi yerlerde kurulan bu şehirlerin çoğu Selefkiler krallığının ortadan kalkmasından sonra da yaşayarak, Roma imparatorluğunun işlek merkezleri haline geldi ve bazıları XX. yy.a kadar yoğun bir iktisat kültürü ve din ocağı olarak yaşadı.
Fakat yunan medeniyeti geleneksel kültürleri bütünüyle etkilemiyordu; mahallî ayaklanmaları destekleyen bu geleneksel kültürler, önce Arsakidlerin, sonra Sasanilerin hızla genişlemelerini de açıklar; doğu dinlerinin Batı’ya yayılmasını bu karma medeniyet hazırlamıştır.
Uzakdoğu ile Akdeniz arasında kervanlarla yapılan ticaretten yararlanan Selefkilerin efsanevî zenginlikleri, sonradan Roma’yı etkileyen çok parlak bir saray hayatına imkân vermişse de hükümet ve ordu, ilk kralların ölçüsüz tasarılarını gerçekleştirmede yetersiz kaldı.
Aile rekabetlerinin yol açtığı ve Parth’lı Arsakes, Baktriane’li Diodotos II, Bergama kralı Attalos I’in kendilerini kral ilan ederek Sasanîlerle ilişkilerini kestikleri sıkıntılı bir dönemden sonra, Antiokhos III, Rapheia’da (Rafa) Ptolemaios IV’e yenilmesine (217) rağmen, 212-204 arasında doğu seferine giriştiği sırada devleti yeniden kalkındırır gibi oldu.
Bu seferle yetkisini ismen Hindistan’a kadar yaydı; Paneion zaferiyle «Koile Syria»yı yeniden ele geçirerek nüfuzunu artırdı; fakat Avrupa’ya ayak basınca (196), Roma’nın karşı hücumuyla (192) Kızılırmak ve Toroslar’ın gerisine püskürtüldü (Tehrmopylai, 191, Manisa dağı yakınında Manisa, 189) ve ordusunun önemi azaldı (Apameia, 188).
Artık Akdeniz havzasındaki savaşlara katılmaya cesaret edemeyen Selefkiler, roma diplomasisinin kötü usullerine (vasal etnik grupların ayaklanmasını sistemli şekilde destekleme, hanedan içindeki aile kavgalarım körükleme) katlanmak zorunda kaldı.
Aile kavgaları Demetrios I’in ölümünden (150) sonra arttı.
250’ye doğru İran’a el atan Parth’lar kralları Mithridates I (171’e doğr. – 138) zamanında ülkenin fethini tamamladılar: Antiokhos VII’nin (138-129) bozguna uğraması ve ölümüyle Selefkiler imparatorluğu Mezopotamya’yı kesinlikle kaybetti ve doğuda Fırat’a kadar çekildi (129) önce Antiokhos IV Epiphanes’in yunanlaştırma tedbirlerine karşı ayaklanan Yahudiler (175-164), sonradan dini hakimiyetlerini bütün Filistin’e kabul ettirmeye kalkıştılar (ibraniler ve MAKKABîLER).
Roma’nın desteğini sağlayarak her selefki kralına karşı tahtta hak iddiasıyla ortaya çıkanları sistemli bir şekilde desteklediler ve Aleksandros İannaios zamanında (M.ö. 103-76) bağımsız bir devlet kurdular.
Yahudileri taklit eden birçok başka şehir de M.ö. II. yy. sonunda bağımsızlığını ilân etti.
Hanedan acınacak bir şekilde sona erdi.
Demetrios I’in soyundan gelen iki kol Ermeniye kralı Tigran’ın Suriye’yi ellerinden almasına (83) kadar birbirleriyle amansızca savaştılar.
Romalıların hücumu krallığı kurtardıysa da her ikisi de Araplar tarafında desteklenen ve tahtta hak iddia eden iki selefki de (Antiokhos XIII [69-64] ile Philippos II [68-64]) yetkilerini kabul ettirecek güçte değillerdi.
Pompeius bunları tahttan indirerek, Suriye’yi Roma’nın bir eyaleti haline getirdi ve böylece, Roma’yı Selefkiler imparatorluğunun mirasçısı yaptı.
Selefki Kralları
- Seleukos I Nikator (312-280)
- Antiokhos I Soter (280-261)
- Antiokhos II Theos (261-246)
- Seleukos II Kallinikos (246-225)
- Antiokhos Hieraks (246-227)
- Seleukos III Keraunos (225-223)
- Antiokhos III Megas (223-187)
- Seleukos IV Philopator (187-175)
- Antiokhos IV Epiphanes (175-164)
- Antiokhos V Eupator (164-162)
- Demetrios I Soter (162-150)
- Demetrios II Nikator (150-144; 129-125 [ikinci defa])
- Antiokhos VI Epiphanes, Dionysos (144-142)
- Trifon Diodotos (142-139)
- Antiokhos VII Euergetes, Sidetes (139-129)
- Seleukos V (125)
- Antiokhos VIII Epiphanes, Philometor Grifos (125-96)
- Antiokhos IX Philopator, Kyzikenos (116-95)
- Seleukos VI Epiphanes, Nikator (96-95)
- Antiokhos X Eusebes, Philogator (94-83)
- Demetrios III Eukairos (95-88)
- Antiokhos XI Epiphanes, Philadelphos (94)
- Philippos I (94-83)
- Antiokhos XD Dionysos, Epiphanes (89-84
- Antiokhos XIII Asiatikos (69-64)
- Philippos II (68-64)