Semiz Ali Paşa Kimdir,Hayatı | Biyografi,Tarih |
Semiz Ali Paşa Biyografi, Semiz Ali Paşa Hakkında Bilgi, Semiz Ali Paşa Hayatı, Semiz ali paşa nasıl öldü,
Semiz Ali Paşa Biyografi,Semiz Ali Paşa Kimdir,(?—1565) – 37. Sadrâzam, Yeniçeri Ağası ve Beylerbeyi.
Semiz Ali Paşa Hayatı
Hersekli Braçiç ailesine mensuptur.
Hersek’te Brazza kasabasında doğdu.
Babasının müslüman olmasından sonra devşirme olarak toplanan çocuklarla birlikte İstanbul’a getirildi.
Kanunî Süleyman’ın saltanatının ilk yıllarında, akrabası olan Sadrâzam İbrahim Paşa kethüdâsı Çeşte Bâlî’nin aracılığı ile Enderun’a alında ve burada eğitim gördü.
1545 yılında Emîr-i âlem olarak Saray’dan çıktı.
1546 yılında Yeniçeri Ağası, bir süre sonra da Rumeli Beylerbeyi oldu.
1549 yılında Vezîr rütbesi ile Mısır Beylerbeyiliği’ne gönderildi.
Ülkeyi büyük bir liyâkat ile yönetti.
Vergileri âdil bir şekilde aldı.
Halkı korudu ve Sadrâzam Ahmed Paşa’nın, akrabası olan Dukakinzâde Mehmed Paşa’yı Mısır Vâliliği’ne tayini üzerine Haleb’e gelerek, Kanunî Süleyman’a katıldı.
Padişahla birlikte sefere giden Semiz Ali Paşa, Kanunî’nin Amasya’ya dönüşünde İranlılarla barış yapmaya memur oldu.
Bu tarihte ikinci Vezîr rütbesi aldı.
İkinci kez Sadârette bulunan Rüstem Paşa’nın Temmuz 1561 tarihinden vefatı üzerine Sadrazamlık makamına getirildi(10 Temmuz 1561).
Sadârete geçer geçmez, bu zamana kadar, bilhassa Rüstem Paşa’nın taraf tutması yüzünden iyi bir şekilde devam etmeyen Avusturya ile barış görüşmelerine değer vererek olayları Osmanlı Devleti lehine çevirip, muvaffakiyet kazandı.
Daha Sadâretinin ilk yıllarında, Avusturya elçisi Busbecq ile sekiz yıllık bir anlaşma imzaladı.
Bu anlaşmaya göre, Ferdinand 30.000 duka yıllık vergi ile, Transilvanya’daki bütün toprakları Osmanlı Devleti’ne bırakarak, Macaristan’daki anlaşmazlık için de kraliçe İsabella’nın oğlu Zsigmond Janoş ile anlaşmayı vaad etti.
Ayrıca bazı askerî ve malî anlaşmazlıkların iki taraf için uygun bir duruma getirilmesi de karara bağlandı.
Anlaşmanın imzalanmasından sonra, Avusturyalıların daha önce olduğu gibi, Moldavya’ya yapılan saldırıları ve Sisiget haydutlarının çapulculuğu gibi anlaşmanın ruhuna aykırı bazı hareketleri hakkında, hem Busbecq’e ihtarlarda bulundu, hem de imparatordan bu olayların önünü almaşım istedi.
Busbecq’in İstanbul’dan ayrılması ve Ferdinand’ın ölümü üzerine, Osmanlı – Avusturya ilişkileri değişikliklere uğradı.
Ferdinand’ın yerine geçen II. Maximilian, babasından farklı bir siyâset takip ettiği için, sadrazam Ali Paşa’nın doğru bulmadığı gerginlik, iki devlet arasında yeniden başgösterdi.
Ancak, bu olayların halli, Ali Paşa’nın sadrazamlığından sonra, Kanunî’nin Zigetvar seferi ile mümkün olabildi.
Ali Paşa’nın sadrazamlığı sırasında, Akdeniz’deki Türk hakimiyetim tehdit eden Malta şövalyelerini cezalandırmak üzere Malta seferi tertip edildi.
Kızılahmedli Mustafa Paşa, donanmaya serdar yapılarak o sırada Cezayir Beylerbeyi bulunan Kapdan-ı Deryâ Piyâle Paşa’nın emrine verildi.
Bu seferi mevsimsiz bulduğu için, “Paşalarımız Malta kalesini helva sanıp yemek isterler” şeklinde tenkit etti ve donanmayı Yedikule’den yola çıkardı.
Rumeli Beylerbeyi Şemsî Ahmed Paşa’yı Macaristan’a doğru İstanbul’dan yola çıkardığı sırada hasta yatağında idi.
Şemsî Ahmed Paşa, ordunun uğurlanma törenine sadrazamın gelmemesini kasdî bir hareket saymış, ancak daha sonra Çatalca’da iken onun ölüm haberini alınca çok üzülmüştü.
Üç yıl bir aydan fazla Sadâret makamında kaldı.
Hunnak hastalığından 28 Temmuz 1565 günü öldü. Mezarı Eyüpsultan’dadır.
Çok uzun boylu, şişman ve heybetli bir adamdı.
Bu yüzden Semiz ve Kalın lakapları ile anıldı.
Kensini çekecek at kolay bulunmazdı.
Hattâ, Busbecq, Viyana’ya dönerken ona, çok güzel Arap atları ve nâdide hediyeler verdi.
Kendisinden de kolayca yıkılmayacak, dayanıklı bir savaş atı istemişti.
Cüsseli görünüşünün aksine, çok zeki ve güçlü bir devlet adamı idi.
Kendisi ile saatlerce sohbet etmekten zevk alan Busbecq, mektuplarında: “Semiz Ali gibi zeki bir adam ile konuşurken, dimâğımın mümkün olduğu kadar, faal ve uyanık bulunması için aç kalmayı lüzumlu görüyordum” demektedir.
Semiz Ali Paşa çok zarif nükteleri ile de meşhurdur.
Bunlardan birisi: Fakirin birisi arzuhalini verirken afyon kutusunu düşürmüş; Ali Paşa hemen “Efendi kıblenümanız düştü, alınız” demiş.
Fakir kutuyu alırken de kapak açılıp afyonlar saçılınca da “Teşbihiniz kopdu toplayınız” demiştir.
Ali Paşa’nın Babaeski’de bir camii vardır.
Zincirlikuyuda bir medrese, Edirne’de de kendi adı ile anılan Çarşı’yı yaptırdı.
Eyüp ve Kasımpaşa’da çeşmeleri vardır.
Kaynak
Hâfız Hüseyin Ayvansarayî, Vefeyât-ı Selâtîn ve Meşâhîr-i RiçâliKaz. Fahri. Ç. Derin), (İstanbul 1928)’; İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C.II, (İstanbul 1971); Tayyib Gökbilgin, XV-XV. Asırlarda Edirne ve Paşa Livâsz, i İstanbul 1952); Tayyib Gökbilgin, Ali Paşa Semiz maddesi, İslâm Ansiklopedisi, C.I, (İstanbul 1978), s.341-342; Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmanî C.III, (İstanbul 1311); Osmanzade Taib Ahmed, Hadîkâtü’l-Vüzerâ, (İstanbul 1271), Peçevi İbrahim, Peçevî Tarihi, C.I. (İstanbul 1283); İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.II. (Ankara 1975).