Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Surre-i Humayun Ne Demek | Ansiklopedik Bilgi |

Osmanlı devletinde surre-i hümayun ve surre alayları,Surreyi humayun,Surre i hümayun ne demek,Surre-i Humayun Ne Demek,Hac dolayısıyla padişah tarafından Haremeyn’e yollanan para ve armağanlar.

Bu gelenek, Abbasiler zamanında başladı ve Osmanlı imparatorluğunun son yıllarına kadar sürdü.

Bu armağanlar daha çok İstanbul’dan özel bir törenle gönderilirdi.

Surre-i Humayun Ne Demek
Surre-i Humayun,Hac dolayısıyla padişah tarafından Haremeyn’e yollanan para ve armağanlar.

Surrei Hümayun ilk defa Osmanlılarda Çelebi Mehmed zamanında gönderildi.

Her yıl gönderilme geleneği, Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı alışından sonra başladı.

Surre alayının gidiş şekli zaman zaman değişti.

Surre, 1864’e kadar deve ve katırlarla gönderilirdi.

Bundan sonra denizden vapurla gönderilmeye başlandı.

Hicaz demiryolunun yapılmasından sonra trenle gönderildi.

1914’e kadar her yıl surre alayı düzenlenirdi.

Surre alayı Dârüssaade ağasının yönetimi altında hazırlanırdı.

Tören sırasında bulunması gerekenlere bir gün önceden darüssaade ağası ve kethüda bey tarafından tezkireler yazılırdı.

Surrei Hümayunun Topkapı sarayından çıkması bir gelenekti.

Sünenin Üsküdar’a ulaşması için Kireç kapısı iskelesinde bir çektiri bulundurulması kaptan paşaya bildirilirdi.

Divanı Hümayun ve süslenmesi gereken başka yerlere halılar, perdeler döşenir, çadırlar kurulurdu.

Davetliler, Darüssaade odasında beklerler; ağa gelince, Mekke şerifine gönderilmesi gelenek olan mektup, ona teslim edilirdi.

Bu namei hümayun daha önce sadrazamın huzurunda mühürlenirdi.

Davetlilere ağa tarafından hilatlar giydirilirdi.

Bu sırada hazırlanan Surrei Hümayun defterlerini önce dârüssaade ağasının yazıcısı, sonra Haremeyn müfettişi mühürlerdi.

Defterdar kuyruklu sah işaretini koyar, nişancı da tuğra çekerdi.

Sonra darüssaade ağası namei hümayunu alır ve Enderuna giderdi.

Bu arada yemek yenir; padişah, yemekten sonra Divana gelir ve davetliler tarafından karşılanırdı.

Burada harem ağalarının omuzlarında getirilen dolu meşin keselerle Surrei Hümayun defterleri ve Mekke emirine yazılan namei hümayun padişahın gözü önünde kızlar ağası tarafından surre eminine verilirdi.

Bu sırada hilatlar giydirilir, yer öpülürdü; bir taraftan da Kur’an okunur, surrenin yüklendiği mahmel devesi, ahır kethüdası; yedek deve de sekbanbaşı tarafından Kubbei Hümayun önünde gezdirilirdi.

Surrenin yüklendiği deveyi bir süre de dârüssaade ağası dolaştırırdı.

Mahmeli şerif develeri sıra ile Babı Hümayundan çıkar, Alay köşkü altında Hoca paşa, Bahçekapı yolundan Kireç iskelesine inerdi.

Halk yol boyunca toplanırdı.

Kireç iskelesinde tekrar dua edilerek Üsküdar’a geçilir ve alay oradan Hicaz’a yollanırdı.

Surre alayının en gösterişlisi başta giden, donatılmış surre devesiydi.

Surre alayını götürmekle görevlendirilen surre emini.

Haremeyn’de, emanetleri ilgililere dağıttıktan ve hac görevini de yerine getirdikten sonra İstanbul’a dönerdi.

Cumhuriyetin ilânından sonra bu gelenek kaldırıldı (1923).

Bir yanıt yazın