Vurmalı Çalgılar | Ansiklopedik Bilgi |
Vurmalı çalgılar isimleri,Vurmalı çalgıların genel adı,Vurmalı çalgılar ve isimleri,Vurmalı çalgılar ailesi nedir,Vurmalı çalgılar adları,Vurmalı çalgılar araştırma,Vurmalı Çalgılar, Bunlar, sallama gibi başka bir hareket sonucunda da ses verebilirler.
En eski örnekleri tohumlu bitkilerden yapılan bu tür ziller, bilinen ilk çalgı araçlarıdır.
Devrilmiş ağaç gövdelerinden yapılan bazı davul türleri ile, aynı noktaya asılan bir çift taş ya da tahta gibi birbirine çarpıp ses veren aygıtlar da çok eskidir.
Orkestralarda varlıklarını hâlâ sürdüren bu çalgılar, sürekli olarak geliştirilmektedir.
İdiofonlar
Vurmalı tahta çalgılar, tarihöncesinden bu yana aşağı yukarı aynı kalmış, ama metal ziller yüzyıllar boyunca önemli değişikliklere uğramıştır. Ortaçağ’daki ziller, çan sesine benzer ses veren, küçük, kalın, derin oyuklu çalgılardı. XVIII. ve
XIX. yüzyıllardaki zillerse, daha büyük ve inceydi.
Modern ziller, bileşimi özenle saklanan bir pirinç alaşımından yapılır.
Pirincin dikkat ve titizlikle dö-vülmesiyle, kullanılacağı amaca göre, uzun ya da kısa titreşen ziller yapılabilir.
Sözgelimi dans müziği orkestralarında tempoyu belirleyen zillerin titreşim süreleri, klasik müzik orkestralarmdaki zil-lerinkinden kısadır.
Güneydoğu Asya ile Afrika’da tarihöncesinden beri kullanılan ve çeşitli tahta çubuk dizilerinden oluşan çalgılar, bu bölgelerden dünyaya yayılmıştır.
Çubuğun verdiği sesin frekansı, çubuğun yoğunluğuna ve kalınlığına (bağlıdır.
Çubuk ortasından inceltilince, sesin niteliği artar, frekansı alçalır. Afrika’da çok eskiden beri bilinen bu gerçek, Avrupa’da ancak XX. yüzyılda anlaşılmıştır. XV. yüzyıldan
XX. yüzyıla kadar Avrupa’da yalın bir ksilefon türü kullanılmıştır.
Çok kullanılan metal çalgılar arasında, üçgen biçimli çelik çubuktan oluşan üçgen ile gong ve çanlar sayılabilir.
Dövme bronzdan yapılan ve büyük bir tepsiye benzeyen gong, Batı Asya’da ortaya çıkmıştır (orkestralarda kullanılan gonglar, otuz yıl öncesine kadar Çin’den getirilirdi).
Büyük çanlarsa, Ortaçağ’dan bu yana genellikle, kiliselerde çalışan gezginci çancılar tarafından yapılmaktaydı.
Ama bu büyük bronz çalgılar, orkestralarda kullanmaya elverişli olmadıklarından, bu amaçla genellikle, çelik levha ya da pirinç ‘borulardan yararlanılır.
Membranofonlar
Membranofonlara ilk örnek, davuldur.
Osmanlı Türkleri’nin Avrupa’ya yaptığı seferler sırasında bu çalgı, oralarda da tanınmış ve böylece orkestra davulları (timpani) ortaya çıkmıştır.
Davulların frekansları, çaplarına, kalınlıklarına ve derinin gerginliğine bağlıdır.
XV. yüzyılda ortaya çıkan trampetin timpaniden farkı, silindir biçimli gövdesinin iki yanından da çalınabilmesi ve belirli bir frekans vermemesidir. Tahta sopalarla çalman bu çalgılarda, deri kuru bir ses verir.
Sesin süresi çok kısa olduğundan, bir vuruşla sürekli ses sağlamak olanaksızdır.
Bu yüzden, sesi sürdürmek için, çalanın vuruş hızını iki katma çıkarması gerekir.
Dünyanın çeşitli yörelerindeki halk müziklerinden türeyen başlka çalgılar arasında, marakas, kastanyet, bongo ve Batı Hindistan’dan gelme çelik davullar, vb. , vurmalı çalgılar arasında önemli yer tutar.