Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

İslam ve Osmanlı Hukukunda Kölelik ve Cariyelik

İslam hukukunda kölelik,Osmanlı devletinde kölelik,İslam ve Osmanlı Hukukunda Kölelik ve Cariyelik İslâm hukukunda kölelik, hukuki bir durum sayılıyordu.

İslâmiyetin ortaya çıkışı ve yayılma devrelerinde, savaş esirlerinin durumunu düzenleyen yeterli ve İnsani kurallar yoktu.

Kur’an, kölelerin yalnız savaş esirlerinden olacağını kabul ediyor ve köleleri koruyan kurallar getiriyordu.

Dehr suresinde (LXXVI, 8) esirlere iyi davranmanın ahlâki değeri belirtilir.

El Enfal suresi de (VIII, 67-71) savaş esiri olmanın veya onları kurtarmalık akçesi (fidye) karşılığında bırakmanın (çok genel olarak) amaç ve şartlarını açıklar.

O devirde savaş esirlerinin durumunu düzenleyen milletlerarası hukuk kuralları bulunmadığından kölelik kurumu hadislerle İnsani bir duruma getirildi: «kölem!» diye çağırmak yasaklandı, kölelere ev halkının yediğinden ve giydiğinden verilmesi emredildi.

İslâm savaş hukuku kurallarına göre, ele geçen savaş esirlerine işkence yapmak yasaktır.

Kulak, burun v.b. organları kesmek, düşman ölülerine saygısızlık teşkil eden fiiller yapmak da kesin olarak yasaktır.

Organ keserek işkence ile öldürmeye «müsle» adı verilir.

Hz. Muhammed «Kuduz köpek bile olsa müsle ile öldürmeyin» demiştir.

Savaş esirlerinden yalnız savaşacak durumda olan erkekler, savaş suçlusu olarak öldürülebilir.

Bunun için de savaş esirinin islâm dinini kabul etmemesi ve kendisine müslüman savaşçılarından biri tarafından aman verilmemiş olması gerekir.

Genel olarak, daha önce bağışlanmaz bir suç işlemiş olan savaş suçlusu idam edilir.

Sırf savaşa katılmış olmak, savaşta esir düşen savaşçıların ölüm cezasına çarptırılmasını gerektirmez.

Kadın ve çocukların öldürülmemesi gerektiğine dair birçok metin vardır.

Süt emen çocuk, anasından ayrılmaz.

Ebu Eyyub El-Ensari, bir hadiste: «Esir olan ana ile çocuk arasında ayrılık meydana getiren kimse ile, en sevdiği şey arasında, kıyamet günü Allah ayrılık meydana getirecektir» denildiğini belirtmektedir.

Esirleri üzen davranışları bile islâm ahlâkı hoş görmez.

Hz. Muhammed, Hayber savaşında esir olan iki yahudi kadınını, yahudi ölülerinin bulunduğu taraftan geçirerek ordugâha getiren ve onların ağlamalarına sebep olan Bilâli Habeşi’yi «Gönlünde hiç merhamet kalmadı mı» diyerek azarlamıştır.

Bir yanıt yazın