Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Darwinizm Nedir,Felsefesi | Felsefe Bilgileri |

Darwinizm Nedir,İngiliz tabiat ve biyoloji bilgini Charles Darwin’in geliştirdiği bütün canlı türlerinin doğuşunu ve evrimini açıklayan kuvram.

Darwinizm Felsefesi 

Eskiçağ filozoflarıyla Rönesans hümanistleri, evrim konusunda çok seçik bir sezişe sahiptiler, fakat ellerinde belgeler bulunmadığı için bu husustaki bütün görüş ve yorumları, düşünce alanında kaldı.

İlk evrimci bilim adamı Buffon’du, fakat devrinin peşin hükümlerine karşı gelmekten çekindiği için bütün düşüncesini yeterince ortaya koymamış, evrim nazariyesini daha büyük bir cesaretle ortaya atan Lamarck olmuştur.

Darwin de, Beagle gemisiyle yaptığı gezi esnasında topladığı birçok belge ve gözlemlerine dayanarak bir nazariye ortaya koydu. Dünya çevresindeki bu gezi, özellikle Galapagos adalarının faunasını ve pampa toprağı katmanlarında rastlanan soyu tükenmiş dişsiz hayvan türlerini inceledikten sonra Darwin’de türlerin sabitliği hakkında ilk şüphelerin uyanmasına yol açtı.

Darwin, evrimin melcanist bir açıklamasını yapmaya çalıştı.

Darwin’in görüşünün temel noktaları şunlardır:

Aynı kökten gelen türler, çeşitli etkilerle (meselâ çevre, beslenme v.b. değişiklikleri) bağlanabilecek değişimler gösterir, bedeni ve üreme hücrelerini değişikliğe uğratır.

Darwin, bütün kişilerde aynı özellikleri gösteren belirli çeşitlenmelerle kişiden kişiye değişen belirsiz çeşitlenmeleri birbirinden ayırt eder.

2.İktisatçı Malthus’ün çalışmaları. Darwin’i fazlasıyle etkilemiştir; bu bilgin, toplum nüfusunun, mevcut beslenme imkânlarına oranla çok daha hızlı arttığını ve bu nüfus artışının geometrik bir diziye, beslenme imkânlarının ise aritmetik bir diziye göre meydana geldiğini görmüştür.

Organizmalar bundan dolayı besinlerini elde etmek ve en iyi şartları sağlamak için mücadele etmek zorundadır.

Darwin, bu İktisadî kavrayıştan «yaşamak için mücadele» (struggle for life) prensibine ulaştı. Bu duruma göre başarıyı, rakiplerine oranla biraz üstünlüğü olanlar elde edecektir.

Bu üstünlükler, yalnız bazı kişilerde bulunan özelliklere uygun düşer.

Bunlar çok az ve belirsiz olsalar bile yine de zararlıdırlar, çünkü hayat için mücadelede daha az imtiyazlı olanların ölüp gitmelerine karşılık bu özelliklere sahip bulunanlar ayakta kalır.

Böylelikle, hayat boyunca, tabiî ayıklanma denilen bir olay meydana gelir ve ortama en elverişli olanlar yaşar.

Bu tabiî ayıklanma, uzun zamanlardan beri hayvan ırklarını geliştirmek veya yenilerini elde etmek amacıyla hayvan yetiştiricileri ve bahçıvanlar tarafından uygulanan yapma ayıklanma ile kıyaslanabilir.

Doğal ayıklanma yeni türlerin oluşmasını ve çevreye uyum yoluyle sürekli evrimi sağlamıştır.

Darwin’e göre ölüm birtakım farkları ortaya koyar, ölenler, arta kalanlara benzemezler; «hangi bireylerin yaşayacağını veya hangilerinin yok olacağını belirleyen şey, terazideki bir zerrecikten daha da ufaktır» (1844).

Bir türün özelliklerinde görülen fark ne kadar büyükse yaşaması ve kendisini üretme şansı da o kadar fazladır.

Bir tür, yaşama koşullarına uymakta ne kadar esneklik gösterirse, o kadar evrim gücü taşır.

Darwin çevrenin etkisine ikinci derecede bir rol tanıyordu, ömrünün sonuna doğru bu etkiyi küçümsediğinden dolayı üzüntü duymuştur.

Darwin, daha sonra cinsel ayıklanma kavramını katarak nazariyesini tamamladı; erkekler, dişileri elde etmek için kendi çaplarında mücadele ederler ve içlerinden en güçlü olanlar mücadeleyi kazanır, böylece nesli üretmeyi başarır. Dişiler de, erkeklerin en yakışıklı ve en güçlü olanlarını seçerler.

Darwin’cilik ilk şekliyle, çeşitli tepkilere yol açmıştır.

1.Darwin tarafından düşünülen bireysel değişiklikler acaba kalıtsal mıdır? Bu çeşitliliklerin çoğu, kalıtsal olmayan vücut özellikleridir. Çeşitliliklerin bazıları ise değginim sonucudur ve dolayısıyla kalıtsaldır.

2.ölüm, fark gözetir mi? ölüm her kuşakta ucube yumurtaları, anormal kurtçukları, sakat yetişkinleri yok ederek kesin bir ayıklama yapar.

Fakat arta kalanların mutlaka en iyi olanlar olduğu söylenebilir mi? ölümün ayırt edici özelliği üzerinde yapılmış olan deneyler, ortadan kalkmış olanlarla artakalmış olanlar arasındaki bu farkların, çoğu zaman yok denecek derecede önemsiz olduklarını göstermiştir.

Buna göre en aşırı uçtaki çeşitlilik unsurlarının yok olduğu ve ancak ortalama kişilerin kaldığı bir gerçektir.

Gerçekten, Darwin’in ileri sürdüğü kadar kesin olmayan ayıklanma, farkları ortaya çıkarıcı bir niteliğe sahip olmaktan çok, tutucudur; hastaları, sakat ve kusurluları ayıklamak suretiyle dengeli fakat vasat bir değişimi aslî tipte ağır basmasını sağlayan yenileştirici bir ayıklanmanın bulunduğu kabul edilmelidir.

3.Gene Darwin’in düşüncesinin aksine olarak, tabiî ayıklanma ile yapma ayıklanma birbiriyle kıyaslanamaz. ilkel topluluklarda, tabiî ayıklanma çeşitlilik unsurlarını ortadan kaldırmak suretiyle türü muhafaza eder. Buna karşılık yapma ayıklanmada en uygun kişilerin seçilmesiyle yeni türler meydana getirilmiş olur.

4.Ayıklanmanın tek başına yaratıcı bir niteliği yoktur. Yalnız mevcut bazı özelliklere bir ölçüde gelişme imkânı sağlar. Böylece ayıklanmanın özelliği nitel değil niceldir.

Danvin’in kuramı sonradan bazı değişikliklere uğradı. Eski Darwin’ciliğin yerini yeni Darwin’cilik aldı.

Bir yanıt yazın